Kokun sinmiş sayfaların arasına,
Unutamazsın.
Yazılışında ne sitemler,
Ne övgüler,
Kaçıramazsın.
Aynı şarkıları,
Sessiz köşeleri,
Birlikte anımsama telaşı…
Geçmişimin nazlı misafiri endişesi…
Kokun sinmiş sayfaların arasına,
Unutamazsın.
Bütün eski defterlerde,
Saklı kaldı bu sevda,
Silemezsin.
Hangi ayrılığın
Kapanmayan yarası bu,
En kısa vedaların
Bitmek bilmeyen acısı.
Lakin ayrılık,
Biraz da alışmaktır sensizliğe,
Sakınamazsın…
Alışmak işine gelince:
O zaten hepimizin gizli kabusu
Hayatta var.
Bazı kalplerde yok.
Kokun sinmiş sayfaların arasına,
Unutamazsın.
Kime deva kime dert bu anı,
Çözemezsin.
Ödümüz kopuyor hatırlamaktan
Oysa;
Biraz da hatıradır,
Ayrılığın sebebi.
Kaçınamazsın.
Kokundaki anıları unutamazsın.
Tutunacak dalımız yok,
Hatıra fotoğraflarında.
Kokunda bin yıllık veda var,
Unutamazsın.
Bu yarım kalmış hikayenin
Yüzümüze vuruluyor gerçeği:
Ayrılığa cesaretimiz yoksa
Hiç başlamayalım!
Şiirler
Hatıra Defteri
Yansımaların Çağrısı
On yedisinde başladı taklit,
Bir aynanın
İçinden…
Önce gülüşü,
Sonra bakışı,
Ve en sonunda
Ruhu…
Uçurumdu…
Bir serüvendi sandı,
Kayboluşuydu oysa.
Yüzü eskidi,
Benliği dağıldı.
Artık kimse
Aynaya bakmıyor…
Çünkü o da
Başkasına dönüştü…
(Eylül 2024, Ankara)Kirli Fırça
Tuvalde bir rengin boğulduğu,
ressamın isyanı genç bir melodi.
Duygudan dinledim bu hikayeyi,
atölyede gri bir ikindiydi.
Boyalar aktı, umut söndü.
Fırçaya değen ölümdü.
Bu dünya bir kuru yaprak,
kaleminden akan bir dert.
Boyalar aktı, umut söndü,
hemen değil, yavaş yavaş,
ruhları çürür, dağılır.
Boyalar aktı, umut söndü.
Fırçaya değen ölümdü.
Suyla, sabırla arınan,
bu kırılgan, bu yorgun,
fırçaya değen ölümdü.
Hemen değil, yavaş yavaş,
ruhları çürür, dağılır.
Fırçaya değen ölümdü…Gizli Kalan
Bir sır saklı durur, kalbin derininde,
Aşkın gizemli nefesiyle sarılı.
Umut yeşerir, sessizce sinende.
Bir melek fısıldar, rüyaların dilinde,
Sihir dokunur, her bir zerresine hayatın.
Beklenen an gelir, ruhun sevincinde,
Kaybolmuş renkler canlanır, bir anıtın
Yeniden doğuşu gibi, ışıldar her şey.
Yürekten yükselen bir nağme, sonsuzluğun.
Belki bir yanılsama, belki gerçek,
Aşkın karmaşık labirentlerinde kayboluş.
Amaçsızca savrulmak, umutsuz bir bekleyiş.
Gözlerdeki ışıltı, kalpteki sızı,
Sonsuz bir arayışın içinde yolculuk.
Her adımda yeni bir umut, yeni bir arzu.
Bir düş kırıklığı, bir veda busesi,
Aşkın acımasız yüzüyle tanışmak.
Yine de vazgeçmemek, sevmekten delicesine.
Bir umut ışığı belirir karanlıkta,
Sihirli bir dokunuşla, açılır yeni bir kapı.
Melekler rehberlik eder, yol gösterir fısıltıyla,
Aşkın sonsuz denizinde, yol almak cesaretle.
Gizli kalan duygular, açığa çıkar yavaşça,
Kalbin derinliklerinden yükselen bir feryatla.
Yeniden doğuşun şarkısı, yankılanır evrende.Yüreğim Firarda mı?
Ben seni andım mı? Andım, kime ne?
Sığındım, anılarla örülü düşlere
Sordum, yankılandı sesin her yerde
Aradım, kayıp suretini geçmişte
Ben seni andım mı? Andım elbette
Umut, kırık dökük bir oyuncaktı bende
Bendeydi bekleyişlerin en sabırsızı
Uslandım, sensiz geçen her bir güne
Ben seni andım mı? Andım doğrusu
Andıkça azaldım, tükendim büsbütün
Biri vardı kaybolan; zaman içinde
Biri vardı sana hasret; o bendim
Ben seni andım mı? Andım, en derin
En sönmeyen anılar kaldı geride
Bir yola düştüm seninle beraber
Ve bir gün o yolda yitirdim kendimi
Ben seni andım mı? Andım, öyle ya
Yüreğim firarda mı? Bilmem ki daha.ŞEHRİN DİLİ
Yedi tepenin yorgun sesiyle,
Taş duvarlar fısıldar eski hikayeyi.
Her köşe başında bir anı gizli,
Her sokak lambası altında bir hayal.
Martılar çığlık çığlığa anlatır denizi,
Kaldırımlar suskun şahit, geçen zamana.
İstanbul, yaşayan bir destan, bitmeyen çile.
Yüzyıllardır yankılanır ezan sesi,
Çan sesine karışır, bir arada nefes alır.
Mabedler yükselir göğe doğru,
Aşklar, sevdalar, ayrılıklar saklar.
Her taşında bir medeniyet yatar,
İstanbul, iki kıtanın buluşma noktası.
Bir efsane dolaşır dilden dile,
Kaybolmuş bir aşkın izi sürülür.
Aşıklar köprüde buluşur gece yarısı,
Yıldızlar şahit olur sessiz dualara.
Her vapur düdüğü bir umut taşır,
Her gemi bir hayali uzaklara götürür.
Tarihin derinliklerinde saklı sırlar,
Şehrin kalbinde atan bir aşk ateşi.
İstanbul, efsanelerin şehri, hiç dinmeyen.
Yedi tepe üstünde, bir şehir uyur,
Rüyasında aşkı arar, efsaneyi bulur.Vicdan Sandığı
Günah defterini açtım usulca
Eski bir anı, paslı bir keder
Yarım kalmış bir söz, gizli bir yara
Pişmanlığın izi, vicdanın sızısı
Aklımda dönüp duran o eski hata
Dudaklarımda bir af dileği.
Her gece aynı rüya, aynı kabus
Unutmak mümkün mü geçmişin yükünü?
Kendime itiraf edemediğim ne varsa
Hepsi birer birer canlanıyor zihnimde
Affet beni, diye haykırmak istiyorum
Ama sesim çıkmıyor, boğazım düğümleniyor
Kaderin cilvesi, vicdanın sınavı.
Sandık da sandıkmış ha
Bu kadar sırrı nasıl saklar içinde?
Tövbe kapısı aralandı nihayet
Belki bir umut vardır gelecekte
Yeniden başlamak, arınmak mümkün
Vicdanımın sesine kulak vererek.Yabancı Sulara Düşen Yankı
O telaşlı şehirlerin paslı aynasında
unutulmuş bir öykü müydü kalbi çürüten
bir an mıydı tam ruhumuza dokunuşu
o kör edici şüphelerin
o acımasız fısıltıların
Ömür boyu sürgün yalnızlığına
rastlamak birden saf sevdaya
damarlarımızın derininde
elbette
yabancı sulara düşen yankı
Sıyrılıp bütün dertlerden
korkudan ve kederden
aşmak istesek de imkansız duvarları
dindirebilir miyiz sesini
o yitik şarkıların
Uzanırken umudun kırılgan kıyısına
gece çöküyor ansızın
yeşeriyor içimizde kırgınlık tohumu
ve hasret
kazıyor izlerini tenimize.KIŞ UYKUSU
Kapandı defterler, dağıldı hayaller bir bir…
O eski neşeler, o coşkun sevinçler şimdi kim bilir?Gönlümde biriken hüzün, paslı bir zincir gibi,
Sarmış ruhumu, bırakmıyor, sanki ebedi.Saklıyorum içimde, baharın gelişini bekleyerek.
Bir umut ışığı, kışın karanlığında parlar,
Belki de yeni bir başlangıç, bizi kucaklar.
Uyanış yakın, sabırla, sessizce bekleriz,
Güneşin altın dokunuşuyla yeniden yeşeririz.Uzaklara Fisildayan Düşler
Gökyüzünde solgun bir duman
Uzaklara fisildayan düşler
Her şeyi örten yalan
Uzaklara fisildayan düşler
Yıldızlar düşer birer birer
Geceler uzar derinden derine
Umutlar söner yavaşça, erir
Uzaklara fisildayan düşler
Çaresizlik bir gölge gibi gezer
Hayaller kaybolur bilinmezlere
Uzaklara fisildayan düşler
Yüreğimde fırtınalar eser
Uzaklara fisildayan düşler