herkes kendi yalnızlığını bir başkasının kalabalığında arar
kendi sessizliğinde çınlar bütün sözlerine saklandığın şehir
cam kırığı tadında hüzün tadında yaşayarak
uzatır bazı bekleyişleri zaman
al sızını git buradan
en karanlık aralığı ömrümüzün
dindirmiyor seni ne paslanmış bu inat
ne kalbindeki yılan
seçilmiş yara milyonlarca yara arasından
omuzuna kondurduğun
çok toydu öğrenmek için bile
kendi ritmine yabancı
kendiyle kayıp
daha yol ayrımında okunuyordu
kaderindeki figan
ömrünce kanayacak
hayaller mezarlığında kırık aynadaki veda
Şiirler
Kırık Aynadaki Veda
YALNIZCA** aşağıdaki formata uygun cevap verin:
Tutulan Nefesin Gölgesi
Bir telaş bir koşuşturma
Sanki zaman daralıyor
Merhamet unutulmuş bir söz
Her kalp kendi yolundaYüzlerde maskeler saklı
Kimse kimseye bakmıyor
Bir soluk arası kadar yakınken
Uzaklaşıyoruz durmadanNereye bu gidiş böyle
Kimse bilmiyor cevabı
Kaybolmuş bir pusula gibi
Savruluyoruz rüzgardaBelki bir gün anlarız
Nefesin değerini
Merhametin gücünü
Ama o gün çok geç olacakŞimdi tutulan nefeslerle
Yaşıyoruz bu garip hayatı
Bir umut belki yarın
Değişir her şey yavaşçaŞüphe Defteri
İnancı yitirmek ne zor
Bir boşluk, derin kuyu
Sanki tüm renkler soluk
Dualar birer umutsuzluk fısıltısı
Yüreğimde bir çöl yangını
Çareyi aramak beyhude
Kendimi bulmak imkansız
Eskiden göğe bakardım, umutla
Şimdi yıldızlar bile anlamsız
Kelimeler kifayetsiz, yetersiz
Sanki her şey bir yanılsama
Bir oyun, bir karmaşa
Yitirdiğim inancı arıyorum
Belki de hiç sahip olmadım
Şimdi şüphe bir gölge
Peşimi bırakmıyor
Her sabah yeni bir savaş
Her gün bir sorgulama
İçimdeki fırtına dinmiyor
Gerçeği bulmak zor
Belki de gerçek yok
Sadece şüphe var
Ve ben, bu şüpheyle
Yaşamaya mecburumYalan Baki
Gönülde bir sızı, dilde bir figan,
Aşkın baki sandım, eyledin yalan.
Bir ömür hayali, kurduk düşlerde,
Şimdi yalnızım ben, kederli demlerde.
Sihrinle bağladın, çözülmez sandım,
Kalbimde bir yangın, küllerim kaldı.
Baki sandım aşkı, bir yalandan ibaret.
Gözlerin deryası, sözlerin balı,
Hepsi birer oyun, birer yalan halı.
Sevda türküsünü söyler dururdun,
Şimdi hangi diyarda, kime dokunurdun?
Baki değilmiş, yalanmış her şey,
Gönlümde açılan yara kapanmaz.
Bir zamanlar sen vardın, şimdi yoksun izi,
Aşkın baki sandım, zehirden acı.
Sihrin bozuldu, yalanın çıktı ortaya,
Vefasız bir gönül, düştü dipsiz kuyuya.
Baki sandım seni, bir yalandan ibaret.Eski Bahçe
Duvarlarda bir renk
Biz pek bilmezdik sarmaşıklar olmasaydı.
Toprakta kurumuş yapraklar arasında bazı yalnız kediler
Hep de sessiz köşeleri seçerler
Sonra usul bir sesle
Eski günler hasta kaç yıldır dönmüyor
Biraz anı biraz hüzün isterler.
Solduğu bir çiçeği gün aşırı yalnız ona
Kökleriyle beraber büyür bir unutuş
Suların güneşlerin duaların
Rüyalarda bile siliniyorsa
Bahçıvana düşündürdüğü.Eski Bir Bayram Sabahı
Bir çocuk öldü bayram sabahı, kimse görmedi
Şeker toplamaya çıkmıştı, yalın ayak, sessizce
Kapılar kapalıydı, yüzler asıktı, kimse sevmedi
Bir çan sesi duyuldu uzaktan, sonra bir fısıltı
Bayram değil artık, bir matem rüzgarı esti
Annesi ağladı sessizce, gözyaşları tuzlu deniz
Babası sustu, elleri titredi, bir dua mırıldandı
Komşular baktı kaçamak, vicdanları sızladı derinden
Çocuk öldü bayram sabahı, oyuncağı elinde kaldı
Bir umut belirdi sonra, bir kuş kanat çırptı gökyüzünde
Belki bir melek indi, onu aldı gitti bilinmeze
Şimdi her bayram, o çocuk hatıralarda yaşar
Bir gül açar ansızın, kokusu acıtır yürekleri
Çocuk öldü bayram sabahı, bir yara kaldı içimizde
Kimse anlamadı, kimse duymadı çığlığını o sabah
Bayram değil artık, bir hüzün çöktü üzerimize
Belki bir gün kavuşuruz, o masum yüzüne bakarak
O güne kadar, bayramlar hep yarım kalacak.BAŞARI DİRENİŞİ
Sükûnetim fırtına öncesi, bilirim
Yüreğimde biriken isyanı gizlerim
Kaderin cilvesine gülüp geçerim
Yıkılmam kolay kolay, direnirim.Umudum tükenmez, yolum uzundur
Çileler yoldaşım, gücüm derindir
Düşer kalkarım, yaramı sararım
Yenilmem hayata, inadım vardır.Rüzgarlar eser, dallarım kırılır
Fırtınalar kopar, köklerim sökülür
Ama pes etmem, yeniden yeşeririm
Güneşe döner yüzüm, karanlığı silerim
Hayallerim peşinde koşar dururum
Başarıya susamış, asla yorulmam.İçimde bir volkan, sönmek bilmez
Dizlerim titrese de, ruhum eğilmez
Yarınlara umutla bakarım
Hayatın zorluklarına meydan okurum
Direnişim destanlaşır, asla dinmez.Ayna Sarsıntısı
kendi suretimi aradım
yanılsamaların denizinde
hangi yüz benim, hangi ben benim değil
aynada eriyen suretler çoğaldıkça
sesim kayboldu, kimse beni duymadı
kimseye benzememeye yeminliyim
oysa her aynada bir başkası belirir
benim sandığım, yabancı bir ben
kimse tanımaz beni artık
unutulmuş bir yüzün hatırası
hangi evrende kayboldum ben
hangi aynada kaybettim kendimi
hiçliğin ortasında yankılanır feryadımCam Fanusta Bekleyiş
Yüzüme düşen bir yaz yağmuru gibiydi
Her şey olup bitti.
İçimde bir şeylerin yeşerdiğini sandım,
Kurutulmuş bir gül yaprağıydım oysa.
Aşkın eski bir hikayesiydi sanki,
Herkesin bildiği, kimsenin yaşamadığı.
Kırık bir ayna gibiydi ruhum,
Bin parçaya bölünmüş, dağılmış.
Bir fısıltıydı sadece,
Uzaklardan gelen bir melodi.
Kaybolmuş bir şarkı,
Hiç çalınmamış bir enstrüman.
Bekliyorum hala,
Cam fanusta bir kelebek,
Uçmaya cesareti olmayan.
Teslimiyet miydi bu yoksa,
Hayata küskün bir veda mı?
Belki de sadece bir yanılsama…Bekleyişin İzleri
Yüreğimde saklı bir melodi gibisin
Sessizce çalınan, kimseye duyurulmayan
Ey sevgili.Bir akşamüstü yalnızlığında belirirsin
Uzak bir şehirden gelen tanıdık bir ses
Anılarla örülü, özlemle yoğrulmuş
Unutulmuş bir rüya misali.Şimdi sensiz geçen her güne bir çizik atıyorum
Takvim yaprakları arasında kaybolan umutları topluyorum
Belki bir gün yeniden yeşerir içimde
O eski heyecan, o ilk bakışın sıcaklığı
Ve yeniden başlarız biz
Yepyeni bir sevdayla
Adını bilmediğimiz bir gelecekte.