Şiirler

  • SESSİZ ÇIĞLIKLAR

    Bir Senfoniydi Aşk

    ne sözler verildi zaten unutuldular
    bir rüzgardı sanki, geçti savruldu
    ne hayaller kuruldu zaten kayboldular

    bir başkaydı oysa ilk bakış, ilk telaş
    bir şarkı çalardı, ruhumuzu okşardı
    günler geçti, o şarkı suskunluğa döndü
    şimdi bir sessizlik, içimde yankılanır
    ne sözler verildi zaten unutuldular
    bir hiçlik kaldı, kalbimde bir yara
    yalnızlık benimle, sonsuza dek yaşar.


  • Eksik Bir Çerçeve

    Günlerdir aynı şarkıyı mırıldanır dururum
    Yüzümde tanıdık bir telaş, bir eksiklik
    En sevdiğim renkte bir gömlek giyerim
    Bilirim, bu da kapatmaz içimdeki boşluğu
    Güneşin en parlak hali bile faydasız
    Yine de umutla beklerim bir haberini
    Sanki her şey düzelecekmiş gibi ansızın.
    Bir film sahnesi gibi geçerim önünden
    Ben alışkınım artık bu yabancı hallere
    Her şey sana çıkıyor sonra yine yeniden
    Bir umut, bir arayış, bir bekleyiş içimde
    Sanki hiç değişmeyen bir ezgi bu
    Seni ararken kendimi de kaybediyorum
    Belki de bu yüzden sana hep böyle düşkünüm.
    Gelse diyorum
    Bir tamamlasa beni
    Eksik bir çerçeveydim
    O benim resmimi çizseydi.
    Özlemin bir nehir gibi akıyor içimde
    Daha dün gibi hatırlıyorum ilk bakışını
    Bir mucize bekliyorum, biliyorum imkansız
    Ben yine de umutla beklerim seni her gün
    Sanki her şey mümkünmüş gibi ansızın
    Belki bir gün dönersin, kim bilir?
    Eksik bir çerçeve tamamlanır o zaman.


  • Yalnızlığın Şöleni

    Gözlerimde bir hüzün, içimde derin sızı,
    Sessizliğin şarkısıdır bu şehrin nabzı.
    Kalabalıklar içinde bir garip yolcu,
    Kendi yalnızlığımla kurarım bir sofra,
    Anılarım şahidim, kadehlerim sırdaş,
    Hayallerimle dans ederim karanlıkta,
    Bu benim yalnızlığımın kutlu şöleni.
    Yüzümde bir tebessüm, dilimde eski bir türkü,
    Gönlümde saklı kalan aşkın acı izi.
    Unutulmuş bir sevdanın yadigarı,
    Yıldızlar şahidimdir, ay ışığı sırdaşım,
    Gecenin koynunda bulurum huzuru,
    Yalnızlığın şöleninde kaybolurum ben.


  • Savrulmuş Bir Mevsim Gibi

    Bir telaş var içimde, sanki vakit çok geç
    Geriye dönmek ister, eski bir şarkı gibi
    Yüzümde çizgilerim, yorgun bir telaş
    Aşkın enkazı altında, bir şehir gibi
    Ne kaldı elimizde, bunca hevesten sonra
    Yarım kalmış bir hikaye, küllenmiş bir kor
    Yeniden başlamak mümkün mü dersin, bu yaşta
    Bir rüzgar esiyor şimdi, geçmişten bir haber
    Unutmak mümkün mü, o gülüşü, o bakışı
    Her şey bir yabancı şimdi, hayat bir muamma
    Sanki bir film şeridi, akıp giden zaman
    Ne kadar direndim bilmem, bu amansız ayrılığa
    Savrulmuş bir mevsim gibi, düşen yapraklar
    Belki de yeniden doğmak, tek çare bu olsa gerek


  • Ruh Taşınması

    Yüzün mermerde donmuş, bir vakit.
    Hatıran, bir heykel, soğuk, uzak, itik.
    Zaman aşındırır, lakin yara derindir.
    Ne anlarsın, sen ey modern âşık, bu sancıdan,
    Dokunduğun her şey kül olurken avucunda?
    Bir bakışla bin anlam yüklerken, o bakış
    Taş kalbe mi çarptı, yoksa derin bir uykuya mı daldı?
    Aşk, bir heykel tıraşı, yontar durur ruhunu,
    Bitmeyen bir mesai, bir yalanın içinde.
    Aklın almaz bu karmaşayı, bilirim,
    Sen ki her şeyi sığdırırsın bir ekrana.
    Unutma, ey kalbi betonlaşmış şehirli,
    Bir heykelin de hikayesi vardır,
    Ve o hikaye, senin sanal aşklarından çok daha gerçektir.
    Çünkü taş, zamanı tutar içinde,
    Aşk ise çoktan kaybolmuştur o sahte gülüşlerde.
    Ne yapsan boş,
    Can gelmez artık o taşa.
    Yeniden başla,
    Belki bir gün anlarsın,
    Aşkın heykeli, kırık kalplerden yapılır.


  • Uykusuz İstanbul Mektupları

    istanbul beni dinle / bir kasım sabahı
    martılar çığlık çığlığa / vapur dumanı is kokusu
    mutluluğu arıyorum belki de yanılıyorum
    bir serçe telaşıyla konup omzuna
    unutulmuş şarkılardan / hüzünlü bir ezgi
    istanbul beni dinle mutlaka bulacağım
    şehirde ışıklar yandığında her gece
    benim eski defterlerden sızan yalnızlık
    avuçlarında sakladığın o kırık ayna
    köprülerin altından geçen karanlık sular
    denizin değil benim / içimdeki o derinlik
    her sabah okuduğun gazete manşetleri
    yanlış anladığını sandığın bir gülümseme
    istanbul beni dinle mutlaka döneceğim


  • ŞANS ÇARKI

    Döner durur feleğin çarkı
    Kimi güler kimi ağlar
    Hayat denen bu karmaşanın
    İçinde savrulur her can.

    Kimi arar kısmetini
    Kimi bulur beklediğini
    Bu garip dünyanın sırrı
    Çözülmez bir muamma.

    Şans bazen yanımızdadır
    Bazen uzağımızdadır
    Hayatın cilvesi işte
    Ne geleceği bilebiliriz

    Talih kuşunun kanadında
    Uçar gider dileklerimiz
    Umutla bekleriz daima.


  • Kirli Güneş

    Bana sorarsan bu şehre gelme
    Denizi görme, boş hayal kurma
    Şu herkesin bildiği yokuş
    Bu bitmeyen koşturma telaşı
    Kedi sesli, beton sokaklar
    Senin için değil.
    Sen yoksun
    Kimse kalmadı yanında
    Ne kadar sevsen de
    Yalnızlığın geçmez.
    Beni dinle git buradan hemen
    Sakın durma yeni aşk arama
    Bu herkesin bildiği sahte gülüşler
    Bu kirli aynalar, puslu yüzler
    Sahte sözler, kırık hayaller
    Senin için değil.
    Sen yoksun
    Kimse seni anlamaz artık
    Ne kadar ağlasan da
    Gözyaşın dinmez.
    Beni dinle hiç bir şey sorma
    Kendini avutma, umutlanma
    Şu herkesin bildiği çıkmaz sokak
    Bu paslı demirler, soğuk duvarlar
    Boş vaatler, yalan dolanlar
    Senin için değil.
    Sen yoksun
    Kimse seni duymaz artık
    Ne kadar bağırsan da
    Feryadın duyulmaz.
    Bana sorarsan buraya alışma
    Sakın kalma yeni bir yuva kurma
    Şu herkesin bildiği karanlık köşe
    Bu yıkık dökük hayatlar, kayıp düşler
    Solmuş çiçekler, kuruyan yapraklar
    Senin için değil.
    Sen yoksun
    Kimse seni beklemez artık
    Ne kadar dönsen de
    Yerin dolmaz.


  • Şafak Vakti Yüzleşme

    Bugün sabah.
    Bugün içimde bir şeyler uyandı sanki.
    Ve ben, yıllardır sırtımı döndüğüm hayallerin
    ne kadar da yakın
    ne kadar canlı
    ne kadar gerçek olduğuna şaşarak
    öylece kalakaldım.
    Sonra usulca aynaya yaklaştım,
    çatlaklar arasında kendimi aradım.
    Bu anda ne geçmişin yükü,
    bu anda ne gelecek kaygısı, ne de aşkın yalanı.
    Ayna, ben ve şimdi…
    Hürüm sanki…
    Dün yoktu, yarın belki.
    Bir nefeslik an benimdir sadece.
    İçimde bir çocuk uyanır usulca,
    Hayata yeniden başlarım.


  • İnfilak Beklentisi

    Bir yanda siren çalıyor
    Bir yanda şehir uyanıyor,
    Umutlar beton gibi sertleşir
    Gökdelen dibinde yalanıyor.

    Neon ışıklar altında Cassandra!
    Maskesine bulaşır ruj izleri.
    Açılır yüreği sanal ekranda,
    Seyrederdi yalnız gölgeleri.

    İnsan ruhu o zamanlar da vardı
    Daha kırılgan, daha karmaşıktı ama şimdikinden
    Unuttular ruhunu Cassandra’nın
    Neon ışıklar gibi karardı.

    Şimdi de kalpler ekranlarda,
    Minik emojiler, filtreli bakışlar.
    Ama nerde onlar, nerde Cassandra
    Nerde hakikat içindeki çıkışlar.