İçgüdünün çağrısıyla başlayan bir yolculuk bu
yürüyüp gelmişiz dikenler bir yana batarak
her nefeste tanıdık ama yabancı arzular
her akşamda uzaklardan gelen garip fısıltılar
Ey düşünür
otur şu taş yığınına
ve sorgula şimdi bütün bunları
Önce benliğimizi koyalım ortaya
zaaflarımızı ve cesaretimizi sunalım
görelim nelere yenilmişiz bunca zaman
nelere direnmişiz görelim bir bir
bedeli ödenmiş midir huzurun, bilelim
yaşamak
yeni kaygılara gebe olsa da bizi
İç dünyamız göründüğü kadar karmaşık değil
ama çözülmez gibi de değil öyle
çoğunu bastırdık belki çoktan
belki sustu birtakım çığlıklar
düşler de sustu bir zaman, inançlar da
ama unutmayalım
şüphe de diner benliğimizde
Bir yanıt yazın