hatırlar mısın?
bir törenimiz vardı: Cumartesi Kahvaltıları
kuralcı keyifler yaşardık
ezelden beriymiş gibi çay demlemek
gazete okumak, radyoyu dinlemek
siyasete sövmek gibi
Ve bir gün biteceği bilinen bayram havası vardı
herkesin bir bayramı vardı o zamanlar
herkes hafta sonu sofralarında
kendi bayramını aradı
eski ahşap sandalyelerin gıcırtısı
çatalın tabağa değdiği kısık sesler eşliğinde
kendi alışkanlıklarımıza gömülür, kaybolurduk
geçmiş bayramlar, büyük aile sofraları, unutulmuş akrabalar
ve dünyanın bütün adetleri
önümüzde sessizce canlanırdı
BİTERDİ KAHVALTI, SAAT İLERLERDİ.
ALIŞKANLIKLARIMIZ ÇARPIP GERİ DÖNEN SESLERDİ ŞİMDİ
BÖYLE ZAMANLARDA İLK HAREKETİ YAPMAKTAN
ÇEKİNİRDİ HERKES
SONRA BİRİ USULCA KALKAR, BULAŞIKLARI TOPLARDI
kuralcı, törenseverdik
evin bildik köşelerinde kendi ritmini arayan
pijama takımlarımıza sığdıramadığımız huylarımız kadar
düşkün ve yabancıydık
hayat yorardı bizi. her şey bıktırır, her şey usandırırdı
değişmek kurtarmazdı bizi derinliğimizden
sabrımızı dindirmezdi hiçbir şey
hafta içi kaybolan çocuklardık,
hafta sonu evlerde uzun huzurlara umar
apansız miskinliklere düşerdik
uykulu öğlenlere girerdik sessiz sedasız
ıssız duvarlar olurdu oda içlerinde
gökyüzünde belirsiz güneş, her yere aynı ilgisizlikle
rehavet bindiğimiz koltuğun köşesinden
sanki bambaşka bir zamana bakardık
sonra saklayarak bakışımızı birbirimizden
ellerimizi kavuşturur sessizce dinlenirdik
ışığı sönmüş televizyonlara, kapanmış perdelere,
eskilerden kalma fotoğraflara,
adını bile bilmediğimiz bu hayata
neye olduğunu bile bilmediğimiz bir özlemle
uzun uzun dalardık
hatırlar mısın?
ahh o pazar öğlenleri
bir başka hayat, bir başka insan olmanın hayalleri
kaç cumartesi kaldı şimdi geriye
yaşlılığın ilk sancılarını birlikte kabullendiğimiz
kaç cumartesi?
sürüyerek götürdüğümüz nazlı gelenekleri saymazsak
ne kalıyor elimizde?
unutanlar,
göçenler,
bir de anıları, hikayeleri, kendileri değişenler
kuralcı, törenseverdik; unutulmaya bırakıldık
içimizden kimse gidemedi yeni dünyalara
kendi geleceği de olmadı hiçbirimizin
değişim aldı
yenilik aldı
zaman aldı
o eski usul törenleri
her şey o eski rüyada kaldı
çarpıp geri dönen alışkanlıklarımızın üstünde
çürümüş anıları yüzüyor şimdi cumartesi kahvaltılarının
bittiği sofraları kendileri de bilmiyorlar
peki sen hatırlar mısın?
Bir yanıt yazın