Aşk zoru sever.
Çünkü insanlar kolay ulaştıkları şeyin kıymetini bilmez. Bu durumu en iyi aşk bilir ve hiçbir zaman kendisini kolaya indirgemez. Her şey çok basit görünür, bu aşkın en büyük oyunlarındandır. Gereken ciddiyeti sağlayıp sağmadığınızı test eder ve eğer basit bir insansanız hiç şansınız yok, kaybedersiniz.
Sevebilmenin ilk şartlarındandır, ciddiyeti korumak. Hayatı boyunca sevilmek isteyen bir insan tabiri caizse sadece köprüyü geçene kadar değil ömür boyunca ciddiyeti korumak zorundadır. Aksi halde temeli ciddiyet üzerine kurulu olmayan o köprünün gün gelir altında kalırsınız. “Gerçekten bu kadar acımasız mı” diyebilirsiniz fakat sandığınızdan çok daha acımasız. Aşkın kalbi yoktur, kalbi olmayan varlık merhamet edemez ya da gözyaşlarınıza acıyamaz, üstünüzü çizer ve yoluna devam eder.
Aslında burada şu konuya değinmek gerekir: Dünya da herkes kolaylıkla sevebilir ama sorsalar kaç kişi zoru seçer? Belki de kimse ama kolay kazanılan, zor kadar değerli olur mu? Hiç zannetmiyorum. Bu yüzdendir ki hatasız insanı herkes sever, sen insanları hatalarıyla da sevebilir misin?
Zor olmalı aşk, zor olsun ki anlamı olsun. Zor olsun ki paha biçilmez olsun. Zor olsun ki tek dünyalık değil, iki dünyalık olsun. Sonuçta insanı en çok acıtan şeylerden biri de yaşanması kolay gibi görünen ama bir türlü yaşanılamayanlardır.