Aslında aşk kendini kandırmaktan ibaret…
Ortasında kaldığımız kararsızlıklarımız her defasında bizleri kendimizi kandırmaya sürükler. Çünkü bütün insanların bir ilki vardır mutlaka ve çoğu zaman unutulmaz o ilk dediği insan her ilişkide aklına gelir. Farkında olmadan onu arar giriştiği ilişkilerinde. Hatta bazıları abartır, her davranışta onu arar. Ama o bitmiştir artık, onun devri kapanmıştır; farkına geç de olsa varırız fakat yine de kendimizi kandırmaktan vazgeçmeyiz.
Sadece ilk konusunda değil bu kendimizi kandırışımız. Son konusunda da aynı şeyi yaparız. Her yeni ilişkimize son diye başlayarak kendimizi kandırmaktan alıkoymayız. Saymaya kalksak her birimizin en az bir elimizin parmakları kadar sonu vardır.
Oysa neden bir ilke veya sona ihtiyaç duyuyoruz ki?
İlk dediğimiz insan bizim için diğer ilişkilerimize bir örnek teşkil ediyorsa onu hiç bırakmamak daha mantıklı değil mi?
Ve neden hayatı akışına bırakmayıp erken kararlar almayı seviyoruz ki?
Çok mu hoşumuza gidiyor acaba her gelene son demek, neden zamana bırakıp son olup olmadığını görmek zor geliyor?
Birileri bu sorulara cevap bulursa eğer bana da yazsın çünkü ben de merak ediyorum bu ilk ve son takıntımızın nedenini…
“Hep birilerinin ilkimiz olmasından yanayız
Oysa kim bilir biz kaç kişinin ilklerini çaldık.”