Çevre diye adlandırdığımız bir şey var. Canlı ve cansız varlıklar diye iki ayrılsa da çevre biz insanlar günlük hayatta cansız olanları hiç dile getirmeyiz. Çünkü cansız varlıklar tek başlarına bize zarar veremezler. Peki, canlılar öyle mi? Değil tabi ki nerede sigara içen bir çocuk görseniz genelde sebebi çevresindeki insanlardan görüp, merak ettiği içindir.
Bir de arkadaş ortamı diye bir şey var; çevre diye adlandırdığımız şeyin en önemlisi ve yerine göre en tehlikelisi. Bir söz var bu durumla alakalı “Çevrenizdeki insanları kendinize benzetemezseniz, siz onlara benzersiniz” atalarımız böyle demişler zamanında… Gerçekten de böyledir; irade dediğimiz şey ne kadar sağlam olursa olsun, sıkıntılar başa geldiğinde her zaman en kolaya kaçmayı çare sandığımız için alkol veya sigara kullanmak kaçınılmaz oluyor.
Eee burası da dert dünyası tabi, bir nevi sıkıntılar hiç eksik olmuyor ve ne hikmetse birçok arkadaş sigara veya alkolden eksik kalmıyor. Bunlardan hiçbiri olmadı mı sohbet bir yerden sonra tıkanıyor ve konu her zaman cinselliğe uzanıyor. Sonrası hep bir özentilik hali… Her sohbet ilk olarak günlük hayat üzerine başlıyor, herkes yaşantısından bahsediyor sonra biraz siyaset en son bir bakıyorsun sanki erotik sohbet hattı ve herkes bir şeyleri ispatlama çabasında.
Biz ne zaman bir kadının namusunu kirletmeyi “milli” bir gurur kaynağı olarak gördük hiç bilmiyorum. Hatta o yolun yolcusu dediğimiz insanların namusunu sadece bir zara bağlı tutma düşüncesini ne zaman yerleştirdik zihnimize hiç bilmiyorum gerçekten… Bir kadın hata yapmış ve bunun bedelini kirlenmeyle ödemişse; onu tekrar tekrar kirletmek nasıl namusuyla oynamak anlamına gelmiyor? Bu da ayrı bir sorun tabi…
Aslında; düşene bir tekme de biz vurmazsak ve bu huyumuzu rafa kaldırmayı öğrensek bu sıkıntılar hiç olmayacak. Ama işte… Neyse milli kelimesinde kalmıştık en son… Milli kelimesini bayanlar yanlış anlayabilirler. Bu erkeklere özel bir kelime çünkü. Bir erkek 18 – 20 arası bir yaşa gelmiş ve bir kadınla yatmış ise, o kişi milli olmuş oluyor. Ne kadar çirkin bir şey değil mi?
Ben genelevleri dikkate alarak giriş yaşı 18 olduğu için 18 – 20 yaşları arasında yazdım ancak bu muhabbet 15 yaşından sonra başlıyor. Düşünsenize bir kadını kirletmek ülkenin en büyük değerine eş değer görülüyor, sonra da kalkıp utanmadan kadın erkek eşittir deniliyor.
Aslında her zaman sormak istemişimdir bu muhabbeti yapan erkeklere: Bir bayan için aynı şey söz konusu olduğunda milli olmuş bir kadınla evlenir misiniz? Cevap açıktır aslında: Hiçbir erkek evlenirim demez, çünkü onların namusu var ve milli olmuş bir kadın namussuzlaşmıştır. Bu kadar basit mi yani? Kadının namusu var da senin yok mu? Kadının namusu kirleniyor da, sen milli olunca namusun kirlenmiş olmuyor mu? Kirlettiğin kadına utanmadan paralı asker diyorsun bir de… Peki, söyler misin sen bu ahlakınla kaç kuruş edersin hiç düşündün mü? Sadece paralı askerde değil hayat kadını diyenler de var, keşke bunu kullanan insanların tamamına “sizin hayatınız bu kadar kirli olabilir ancak kirli olan hayat değil sizsiniz, sizinle kirleniyor hayat…” diyebilseydim dediğim zamanlar oluyor…
Peki, siz bir kadını kirlettiğinizde biri çıkıp size hayat erkeği sıfatını kullansa bir daha bu hayatı yaşamayı düşünür müydünüz? Düşünmezdiniz çünkü düşünseydiniz bugün genelev diye bir yer olmazdı. Erkekler ruhunu kirletmek için girmezlerdi o kapılardan; kirletemezlerdi bir kadının daha bedenini… Hepsi bir kenara sen gidip birilerini kirletirken evlendiğin insanın tertemiz olmasını istiyorsun ya söyler misin o kadın hayatında en önemli anı yaşarken, heyecan içinde kıvranırken ve de kendini tamamen sana bırakmaya hazırken senin daha önceden görmüşlük taslayan ve onun incinip, incinmeyeceğini umursamaz halini hak edecek ne yaptı? Bu mudur yani ömrünüzü adayacağınız kadına reva gördüğünüz? Onu en önemli anında duygusuzluğunuzla, öküzlüğünüzle, odunluğunuzla yalnız bırakmak mı? Bir kere daha düşünün şimdi ne yapacağınızı: Gidip, arkadaşlarınıza iki dakika hava atmak mı daha önemli yoksa bir ömrü paylaşacağınız insanı daha baştan aldatmamak mı?
“Sevdiklerinizin değerini geldikten sonra bilmenize gerek yok eğer bir kaderiniz olduğuna inanıyorsanız kendinizi ona saklamayı bilin...”