İnancımıza göre hayrı, iyiyi, güzeli yaratan Allah olduğu gibi şerri, kötülüğü ve çirkini de yaratan Allah’tır. Bazı insanlar böyle bir cümle ile karşılaştıklarında “Haşa. Allah şerri nasıl yaratır?” şeklinde tepki verip şerri yaratma fiilini Rabbimize yakıştıramazlar. Oysa bu, O’nun yüceliğinin bir yansımasıdır.
Örneğin dünyanın en güzel resimlerini yapan bir kişi resminde kötü şeyleri de başarıyla resmediyorsa bu, kötü şeyleri çizdiği için onun noksanlığını değil, mükemmel bir kabiliyete sahip olduğunu gösterir. Kaldı ki şerri yaratmak değil, işlemek şerdir. Yaratmak Allah’a hastır ve O’nun eşi, benzeri, yardımcısı, ortağı yoktur. Olayı bu şekilde ele almak gerekir, aksi durumda “O yaratmadıysa kim yarattı?” gibi bir sorunun tüm cevapları şirke çıkacaktır.
Ayrıca bir imtihan durumu söz konusu ki imtihanın başarılı olabilmesi için sadece doğru cevapların verilmesi bir anlam ifade etmez, adil olmak için yanlış cevapların da yer alması gerekir. Sadece doğruların olduğu bir dünyada insanlara da gereksinim kalmaz, herkes birer meleğe dönüşürdü. Doğrular kısıtlı olsa da bir irade verilmesini de anlamsız kılardı. Çünkü insanların iki doğru arasında iradesini kullanım tercih yapması gibi bir durum söz konusu olmazdı. Daha birçok örnekle doğruların karşıtlarının da olması gerektiğini anlatabiliriz.
Dünyamızın iki gerçeği var: iyilik ve kötülük. İnsanları tüm dinlerde, tüm inançlarda yalnızca bu iki kavrama göre ayırıyoruz. İyilik yapanlara ve iyi davranışlar sergileyenlere iyi insanlar, kötülük yapanlara ve kötü davranışlar sergileyenlere kötü insanlar diyoruz. Bu durumun sadece İslam için geçerli olmaması bile olayın ne denli lüzumlu bir gerçek olduğunu ortaya koymaktadır.
Şerri sorgulamak ve varlığının kötü bir şey olduğunu ispatlamaya çalışmak bir şey kazandırmayacağı gibi bir sonuca da ulaştırmayacaktır. Önemli olan şerri kabullenip mümkün olduğunca uzakta tutmak ve hayatına dâhil etmemektir. Böylelikle hayır daima çevrenizde olacaktır.