Sessizlik, Artık Sensizlik


En fazla sessizlikten korktum ben hayatımda. Ne zaman bir sessizlik olsa hakim etrafa, mutlu edecek bir haber çıkmadı ardından. Konu sen olunca da değişmedi bu şansızlığım. Önce bir sessizlik… Sonra gitmeliyim dedin. Nereden bilebilirdim ki: Bu son gidişti… “Peki” diyebildim sadece ve sen gittin. Sonrasında yine bir sessizlik… Bitmedi bu son sessizlik, adı sensizlik oldu ama hiç bitmedi.

Yıllar geçti ve ben hala sessizliğin huzurunda sensizliği yad ediyorum. Hiç tahmin etmemiştim bu kadar uzun süreceğini. Nasıl bir gidişti o! Öyle, bütün hücrelerim sessizliğe boğuldu. Ve sen gittin gideli; konuşmak; boş bir eylem haline geldi. Hem ne konuşabilirdim ki? Sessizlik bu kadar sıkarken canımı, bir de sensizlikten dem vurmak daha fazla acıdan başka ne getirebilirdi ki bana? Aslında bu yüzden seçtim ben yazmayı, bu şekilde daha az acı çekiyorum. Öyle olmasa bile ben kendimi böyle kandırmayı seçiyorum… Bir de yazmak için sessizliğe ihtiyaç var tabii… Baktım bende de bi hayli sessizlik birikmiş: Allah vermiş, kullanmak lazım dedim; işte sonra sensizlik böyle bir kitap oldu…

“Benim hayat hikâyem sessizlikle başladı. Sonra sessizlik, yerini sensizliğe bıraktı ve sensizlik o kadar büyüdü ki; kalbimde yer bulamayınca, böyle bir kitaba sığındı…”

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski