Adressiz Mektup


Bu aralar kalemim bana küstü sanırım, hiçbir şey yazamaz hale geldim. Gerçi eskiden de yazamazdım ben, sonra seni tanıdım ve gökten bir şey gelir olduğunda masamın başına geçip kalemimi aldım elime, gelenler ilhamdı sanırım. Ben hiç konuşmadım sonrasında gökten gelenler yazarak seni anlatıyordu bana. 

Yoksunum artık kelimelerden bir yandan da korkmuyorum değil. Acaba diyorum kelimeler mi tükendi seni anlatırken. Sen ne kadar zormuşsun bana böyle. Gerçi daha en başlarda sende yaşayacaklarımı ima edercesine sevgili olmamız imkânsız diyordun ya. Oysa ben inanmıştım biliyor musun imkânsızı yendiğimize. 

Bu şekilde olmak zorunda mıydı? 

Sen nasıl gidebildin ki benden? 

Gittiğine değdi mi peki, gerçekten mutlu musun oralarda? 

O kişi de öpüyor mu kanayan yaralarını? 

Seni senden çok sevebiliyor mu? 

Onunla da hayaller kuruyor musun?

Sana rüyalarını anlatıyor mu?

O da gerçekten her gece rüyasında görüyor mu seni?

Neden gittin ki benden, değdi mi gerçekten gittiğine?

Gerçekten cevaplayabiliyor musun bu soruları?

Neyse daha fazla uzatmayayım ben, çatarsın kaşlarını sonra olur ki üzülürsün. Yanında olmasam da yüreğim buradan hisseder üzüldüğünü sonra acır hem de çok acır. Umurunda olmasa da acır. Sen sevdiğin için sevmedi ki o seni, kendini dünyada hissettiği ilk andan beri sadece seni sevdi. Diğer kullardan farklı bildi kendini sadece seni sevdi…

Aşk seni sensiz de sevebilmekmiş meğer…


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski