Bu kent ne kadar yorgun bir liman,
Her köşe başında bir ayrılık saklı.
Gecenin koynunda kaybolan zaman,
Bir yemin gibiydi, sanki hep haklı.
Kalbimde bir sızı, dinmeyen bir yas,
Ruhumda bir boşluk, bitmeyen bir telaş,
Gözlerim uzaklarda, arayan bir iz,
Belki de bir umut, sönmeyen bir ateş.
Unutulmuş şarkılar,
Sessiz çığlıklar,
Kaybolan anılar.
Eskiden bu şehir neşeyle dolardı,
Her sokak başında bir kahkaha vardı.
Şimdi ise yalnızlık hüküm sürüyor,
Her bir köşe acıyla yoğruluyor.
Aşklar yalan olmuş, sevgiler sahte,
Herkes kendi derdinde, kendi halinde.
Nereye gitsem, aynı karanlık yüzler,
Belki de bu yüzden kaçmak isterim.
Bir umut ararım, uzak diyarlarda,
Belki de bulurum, başka bir baharda.
Kalbimde bir sızı, dinmeyen bir hasret,
Ruhumda bir fırtına, kopan bir kıyamet,
Gözlerim yaş dolu, akan bir sel gibi,
Belki de bu yüzden unutmak isterim seni.
Yalanlar içinde geçen ömrümü,
Kaybolan umutları, kırılan kalbimi,
Artık yeter, diyorum içimden sessizce,
Belki de bu yüzden gitmek isterim sensizce.
Bir veda busesi kondururum geçmişe,
Ve yeni bir başlangıç yaparım geleceğe.
Ağaçlar bile suskun, yapraklar solgun,
Sanki onlar da benimle aynı derdi paylaşıyor.
Kuşlar bile uçmuyor, gökyüzü boğuk,
Sanki onlar da benimle aynı acıyı yaşıyor.
Bu şehir bana dar geliyor artık,
Her şey anlamsız, her şey yabancı.
Bir çıkış yolu arıyorum, bir kurtuluş,
Belki de bulurum, uzaklarda bir yerde.
Belki de orada yeniden doğarım,
Belki de orada yeniden yaşarım.
Bu şehirde kaldı bütün hatıralar,
Aşklar, sevinçler, acılar ve yaralar.
Şimdi gitme vakti, veda etme zamanı,
Yeni bir hayat, yeni bir umutla.
Yüreğimde bir burukluk, gitme telaşı,
Gözlerimde bir veda, bir ayrılık acısı.
Bu şehirde bıraktım bütün geçmişimi,
Yeni bir başlangıç yapacağım artık.
Belki de bir gün geri dönerim,
Belki de bir gün unuturum her şeyi.
Ama şimdilik gitme vakti, hoşça kal,
Ey sevgili şehrim, hoşça kal.
Yeni bir hayata yelken açıyorum,
Umutla, sevgiyle, aşkla doluyorum.
Bir yanıt yazın