Şu senin küskün öksürüğün var ya,
Eskiyen bir radyo gibi hüzünlü.
Düşler var unutulmak için,
Hatıralar, tozlu raflar,
Ve kalpler var kırılmaktan yorgun.
Tanrılar pazarı amma kalabalık,
Kaybolurum ben o hengamede.
Şu senin saklı merhametin var ya:
Bir teselli, eski bir şarkı tadında.
Tutar ellerinden usulca,
Dindirir acısını tüm yalnızların.
Yeni ritüeller gerek bize,
Yeni başlangıçlar, taze umutlar.
Şu senin sessiz şefkatin var ya,
Yağmur sonrası toprak gibi bereketli,
Bir çocuğun gülüşü kadar masum,
Son nefeste dahi bir umut ışığı.
Yarım Kalmış Bir Şefkat
Tür:
Bir yanıt yazın