Gecenin koynunda bir fısıltı duydum,
Eski bir şarkının nağmeleri gibiydi,
Kaybolmuş bir aşkın izlerini sürdüm,
Yüzler belirdi karanlığın içinde,
Her biri bir anı, bir pişmanlık taşıdı,
Yüreğimde bir sızı, bir umut belirdi,
Yıldızlar şahit oldu bu sessiz çığlığa,
Rüzgar savurdu külleri geçmişin,
Gözlerim doldu, bir damla yaş süzüldü.
Bir gölge belirdi,
Uzak bir hatıra,
Yine de tanıdık.
Kaosun ortasında bir düzen aradım,
Her şey karmakarışık, anlamsız görünüyordu,
Yollar ayrıldı, umutlar tükendi,
Bir çıkış yolu bulmak imkansız gibiydi,
Kaybolmuş ruhların feryatları yankılandı,
Duvarlar üzerime üzerime geldi,
Bir ışık huzmesi belirdi uzakta,
Belki bir kurtuluş, belki de bir aldanış.
Sessiz bir çığlık,
Derin bir nefes,
Sonra sadece boşluk,
Ve yankılar.
Bir labirentin içinde kayboldum,
Çıkış yolu yoktu, sadece dönüp durdum,
Her köşe bir tuzak, her adım bir tehlikeydi,
Umudumu yitirdim, pes ettim sonunda.
Yüzler belirdi yeniden, daha solgun, daha kederli,
Her biri bir pişmanlık, bir kaybedilmiş fırsattı,
Gözlerinde bir acı, bir çaresizlik okudum,
Bana bakıyorlardı, suçlayıcı bakışlarla,
Yüreğimde bir ağırlık, bir yük hissettim,
Kaderimle yüzleştim, kabullendim sonunda,
Bir umut ışığı belirdi yeniden, içimde bir yerde,
Belki de bir mucize, belki de bir yanılsamaydı.
Suskun bir bekleyiş,
Yalan bir gülümseme,
Acı bir tebessüm,
Çaresiz bir bakış,
Son bir fısıltı,
Ve kayboluş.
Gecenin karanlığı çöktü üzerime,
Yıldızlar söndü, ay kayboldu,
Sadece ben kaldım, yalnız ve çaresiz,
Bir umut bekledim, bir işaret aradım,
Belki de her şey bir rüyaydı, bir yanılsamaydı.
Bir yanıt yazın