Bu şehirde bir ben miyim böyle yorgun,
Her yüz bir yabancı, her ses bir figan.
Eski dostluklar birer hatıra oldu,
Yeni bağlar kurmaksa bir imtihan.
Kalabalıklar içinde kaybolmuş ruhum,
Bir liman arıyor, bir sıcak kucak.
Aşkın yalanı yüzlerde maske,
Sevda sözleri birer pazarlık.
Gönül, eski şarkılarda teselli bulur,
Yarınlar mı? Onlar meçhul bir uzaklık,
Bir gölge gibi gezerim bu diyarda.
Eşsizlik bir lanet, bir ayrıcalık mı?
Yoksa kaderin acı bir tecellisi mi?
Ben, bir umutsuz serseri, bir garip yolcu,
Ne geçmişe dönebilirim, ne geleceğe varabilirim.
Sadece anılarla avunurum,
Gözlerim uzaklara dalarken,
Bir melodi fısıldar içimdeki boşluk.
Ve zaman akar, durmaksızın,
Bir nehir gibi sürükler beni.
Yitirilmiş benliğimi ararım,
Bu gürültülü sessizlikte.
Ah, bu modern çağın yalnızlığı,
Bir girdap gibi içine çeker beni.
Bir umut ışığı ararım karanlıkta,
Belki bir gün, bir mucize olur,
Ve ben, yeniden doğarım küllerimden,
Yeniden sever, yeniden inanırım.
Bir yanıt yazın