Yalı Çapkını Hülyaları

Gözümde bir yalı çapkını, kanatları gümüşten,
Süzülür İstanbul’un yorgun sularından.
Bir hayal mi, yoksa bir özlem mi bu içimde yanan?
Martılarla bir oluyor, şehrin karmaşasından uzak,
Boğaz’ın serin nefesinde, zamandan azade.
Tuzlu bir rüzgar esiyor, ruhumu okşayan,
Kaybolmuş bir aşkın yankısı mı bu derinlerde saklı?
Sessizce izliyorum, o maviliklerde dansını,
Kalbimde bir sızı, bir umut kırıntısı.
Belki de bir rüyadır bu gördüğüm,
Yine de bırakmıyor beni o eski İstanbul.
Bir yalı çapkını kadar özgür olsam,
Uçsam, uzaklara, bir hiçliğe doğru.
Güneş batıyor, kızıl bir renk bırakarak,
Sular kararıyor, hüzünle karışık.
Bir veda busesi gibi bu son ışık,
Yarın yeni bir gün doğacak elbet,
Belki yalı çapkını yine gelir.
Bu şehirde kaybolmuş anılarım var benim,
Her köşe başında bir aşk, bir ayrılık saklı.
Denizin kokusu, eski bir şarkının nağmesi gibi,
Yine de seviyorum bu şehri, tüm kusurlarına rağmen.
Çünkü İstanbul benim içimde, bir yalı çapkını gibi,
Hep var olacak, sonsuza dek sürecek bir rüya,
Tıpkı bir zamanlar olduğu gibi.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir