kalabalığın ortasında ne ararsın
aynı yüzlere bakmaktan usanmaz mısın
bak birazdan ışıklar da sönecek
griye boyanacak bütün şehir
yabancılaşır kalbin atamazsın
içi dışı anlamsız telaş yalanlar
gerçek mi oyun mu ayırt edemezsin
bir kırık ayna düşüyor hayata
yüzüne çizikler atıyor her an
susasın gelir konuşamazsın
bağlanmak insanın ruhu kadar
özgürse zincire vuramazsın
uyumsuzluğu da tat mademki buradasın
nasıl dağılır zihnin en ücra köşesine
iyi gelir mi kötü bilemezsin
insan insanı kendisi tüketir
dışın başka için bambaşkasın
tutarsızlığın dengeni bozacak elbet
öteki saklanacak bunun gölgesine
yoksa bu oyundan sağ çıkamazsın
Bir yanıt yazın