Raylarda paslı bir yalnızlık türküsü,
Şehrin göbeğinde unutulmuş bir düş.
Vagonlar yorgun, camlar buğulu,
Bir zamanlar hayat doluydu her köşe.
Şimdi sessizce bekler, eski günleri anar,
Koltuklarda hayalet yolcuların izleri kalmış.
Kondüktörün sesi çoktan unutulmuş,
Zillerin sesi yankılanır sadece rüzgarda.
Duvarlarda aşk ilanları, silinmiş hatıralar,
Her bir çizgi bir öykü, her bir leke bir anı.
Güneş batarken kızıl bir hüzün kaplar içini,
Yıldızlar ona arkadaşlık eder karanlıkta.
Bir zaman tüneli gibi, geçmişe götürür seni,
Şimdiki zamanla arasında bir köprü kurar.
Unutulmuş tramvay, şehrin kalbinde bir yara gibi.
Son seferini yapmış, bir daha dönmez,
Şahit olduğu aşklara, ayrılıklara.
Artık sadece bir anı, bir efsane,
Raylarında paslı bir yalnızlık türküsü.
Bir yanıt yazın