Unutulmuş Postalar

Abadi bir şehirde, yalnız bir iz,
Eskimiş sandıklardan yükselen tozlar,
Bir mektup, sararmış, okunmaz yüzü,
Maziye fısıldar, kayıp sözleri,
Hangi el yazdı, kimeydi kelam,
Bir sır gibi saklar, manasız selam,
Rüzgârda savrulan hatıralar.
Aşk mı, hasret mi yazılıydı bilemem,
Bir zamanlar can olan, şimdi kül olmuş,
Kalbin derinlerinde saklı bir yara,
Mürekkebi solmuş, yazgısı belirsiz.
Belki bir ayrılık, belki bir vuslat,
Satırların arasında gizli bir hayat,
Kim bilir hangi âşık, hangi sevgili,
Bu mektupta yitirdi kendini ebedi,
Şimdi kimse hatırlamaz o ismi,
Sadece rüzgâr taşır o eski hissi,
Unutulmuş bir düş gibi, kaybolan izi.
Oysa her kelime birer yıldızdı,
Gökyüzünde parlayan birer anı,
Şimdi sönmüşler, karanlıkta kayıp,
Bir zamanlar aydınlattığı dünyayı,
Unutmuş sanki zamanın eli değmiş,
Her harfi silinmiş, her sözü bitmiş,
Sessizce bekler, belki bir gün okunur.
Mektup artık bir hayal,
Bir zaman tünelinde saklı,
Kimsesiz, yalnız ve çaresiz,
Eski bir aşkın solgun yadigârı,
Kaybolan kelimelerin fısıltısı.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir