Ey Kalem, yine mi hüzünle dans edeceksin?
Yoksa mürekkep mi kurudu, söyleyeceksin?
Kağıda düşen her bir kelime, bir sızıdır;
Geçmişin hayaleti, ruhumu kemirir.
Ne yazsam nafile, boşluğa düşen figanım,
Beklemekten yoruldum, bitmiyor isyanım.
Hangi nehirde yıkasam bu kederi ben?
Hangi rüzgar alıp götürür bu çileyi?
Umutsuz mektuplar, adresleri kayıp,
Belki de hiç yazılmamalıydı, ey kalbim,
Suskunluğum, fırtınadan önceki sessizliktir.
Ey Zaman, merhamet et, dur artık ne olur!
Her an bir ömürden çalıyor, farkında mısın?
Gözlerimden akan yaşlar, denizi aşar,
Belki bir gün güneş doğar, umut yeşerir,
Ama şimdilik, karanlıkta kaybolurum.
Bir yanıt yazın