Umutlu Çıkmaz

Diyelim ki, yersiz yurtsuz kalmışız,
yani, geçmişin gölgesi
sürükleniyor önümüzde, ağır aksak.
Unutmak mümkün değilse de kaybedilenleri
biz yine de tohum ekeceğiz saksıya,
yarın güneş açar mı, diye bakacağız gökyüzüne.
Diyelim ki, sevilmeyecek kadar kırılmışız,
diyelim ki, en derinde bir yara.
Daha o yaranın kabuğu bile düşmeden
yeniden kanamak da mümkün.
Acı bir gülümsemeyle kabulleneceğiz bunu,
fakat yine de inanacağız
belki hiç gelmeyecek olan bir mucizeye.
Diyelim ki, unutulmuş bir sokaktayız,
yalnızlığımız da sonsuzluğa yakın,
bir adım atsak belki kayboluruz.
Yine de yürümeye devam edeceğiz,
ayak seslerimizin yankısıyla,
yani, umudun ardındaki bilinmezliğe…


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir