Solgun Sarı

Halbuki hatırlanacak ne çok şey vardı aslında
Her şey biraz külden ibaretti o kadar
Ve ölünce bin bir renkte külleniyorduk hayata karşı.
Ama solgun sarıyı görmeden önce
Hepimiz yersiz yurtsuz bir telaştaydık
Solgun sarıyı hep bilmelisiniz
Eskimiş ve tenha şehir meydanlarında
Güneşin beton yüzlerde kaybolmasıyla usulca
Hepimizi yalnızlıktan azat edecek
Bir yandan, umutları ektik
Bir yandan yitirdik
Kalabalıklardan ve gürültülerden
Ve acımasız hayatlardan
Saklanarak yahut direnerek
Solgun sarıyı aradık
Evet çaresizdik ama düşlerimiz vardı
İki ağaç görsek bir orman sanıyorduk
İki yıldız görsek evren geliyordu aklımıza
Parklarda oturmaktan hoşlanıyorduk geceleri
Çocukların annelerini beklemesini seviyorduk
Sonra çay içiyorduk demli yahut açık
Bilir bilmez solgun sarı yüzünden
Solgun sarının ardı duvar
Ayağının toprağa değdiği yerde bir yalnızlık
Kırık dallarında yitik ay ışığı
İster istemez ayrılıkları hatırlatır
Eskiden kırık kalpler ve vedalar olmuş
Şimdi de var biliyorum
Bir üzülüyorum düşündükçe bilseniz
Şehirlerde solgun sarıların en acısı
Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Ayrılıktan ve kederden başka
Bir anda iki bardak ve iki eski şarkı
Belleğimde hüzünlü hüzünlü solgun sarı duruyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir