Sızı

Bir kıvılcım düşer, sessizce içime,
Alevlenir anılar, birer birer.
O gülüşün yankısı, dolunayın şavkı gibi,
Aydınlatır karanlık dehlizleri ruhumun.
Yasaklı bahçelerin en nadide çiçeği,
Unutulmuş bir aşkın solgun hatırası.
Kalbimde sakladığım bir sır,
Bin yıllık bir ağacın kökleri gibi derin.
Söyleyemediğim sözler,
Düğümlenir boğazımda,
Bir fırtına öncesi sessizlik.

Bir zamanlar hayat veren o bakışlar,
Şimdi birer yabancı yıldız gibi uzak.
Ellerin değdiği yerler,
Boşlukta birer anı olarak kalır.
Sessiz çığlıklar yükselir içimden,
Kaybolmuş bir cennetin yankısı.
Kader ağlarını örerken,

Kaçırır gülüşünü,
Aynı gökyüzünde.
Yine bir yalnızlık,
Yine bir boşluk.

Hatıralar canlanır gözümde,
Bir film şeridi gibi akar zaman.
Sensiz geçen her an,
Bir ömür gibi uzun.
Rüzgar fısıldar adını,
Yine bir hüzün çöker içime.

Bir umut ışığı belirir uzakta,
Belki bir gün yeniden karşılaşırız.
Belki o zaman yeniden güleriz,
Hayatın acı tatlı oyununa.
Ama şimdilik sadece beklemek,
Ve anıları yaşatmak düşer bana.
Kaderimin çizdiği yolda yürürken,

Seni aramak,
Belki de en büyük yanılgım.
Seni beklemek,
Belki de en büyük çaresizliğim.
Yine de umutla bakarım,
Yarınlara,
Belki bir mucize olur,
Ve yeniden kavuşuruz.
Gülüşün aydınlatır dünyamı.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir