Şu bitmek bilmez sis var ya
İçten içe kurutuyor her şeyi
Yollar var kaybolmak için
Ayrılmak için köhne istasyonlar
Trenler var, peronlar, vagonlar,
Çaylar demli demli camlarda.
Tanrılar pazarı amma kalabalık
Sevemem tek yüz sevemem orda.
Şu senin puslu yüzün var ya:
Ortak yalnızlık artı silik hüzün.
Tutar ellerinden saklarsın
Adı unutulmuş tüm anıları.
Yeni sığınaklar gerek bize
Yeni sığınaklar -kimi zaman en tenha.
Dert etme, bütün dertleri içerir
Eski taş duvar, paslı demir sesi.
Şu senin yabancı yüzün var ya
Sahilde yürüyen yorgun bir kız gibi çekingen,
Yüzünü saklayan bir bulut kadar sabırlı,
İlk vedadaki gibi deniz tuzu tadında.
Kimliksiz bir bekleyişten sonra
Gazete okuyan bir adam gibi sakinleştirici.
Şu senin alacakaranlık yüzün var ya
Deniz fenerleri var içimde garip bir arzu,
Aşklar var hatırlanmamak için,
Kaybolmak için ilk gülüş.
Bir yanıt yazın