Sessiz Fırtınalar Atlası

Bir zafer ki, yorgun ve derinden,
Yüzümde çizilmiş bir hatıra izi.
Ellerim titrek, dokunurken maziye,
Gözlerimde biriken, yaşlı bir deniz.
Dizlerimde derman yok, yürürken ileriye,
Sanki her adımda, düşüyorum geriye.
Dudaklarımda buruk bir tebessüm sadece,
Gönlümde saklı, bin yıllık bir hece.
Bir sessizlik ki, sağır eder âlemi,
İçimde büyüyen, bitmeyen bir gemi.

Şimdi dinginlik hüküm sürer.
Kalbim suskun bir nehir.
Ruhum beyaz bir güvercin.

Kırık dökük umutlar, raflarda sıralı,
Her biri ayrı bir hikâye, ayrı bir yara.
Gecenin karanlığında, kaybolmuş bir fenerim,
Yolumu bulmak için, çaresizce ararım.
Yıldızlar şahit olsun, çektiğim acılara,
Gökyüzü sırdaşım olsun, dertlerime deva.
Bir dua fısıldarım, rüzgarın kanatlarında,
Belki bir gün ulaşır, Yaradan’ın katına.

Sonsuz boşlukta salınır ruhum.
Zamansız bir yolculuk bu.
Sessizliğin melodisiyle uyurum.

Ve ben, bir gölge misali dolaşırım,
Hayatın labirentlerinde kaybolmuş bir iz.
Yorgun düşmüş kanatlarım, uçmaktan aciz,
Bir umut ışığı ararım, karanlıkta belirsiz.
Yüreğimde saklı tuttuğum, bir avuç deniz,
Belki bir gün taşar, coşkun bir sel olur.
Ama şimdilik suskunum, sessiz ve çaresiz,
Bir sessiz fırtınayım, içimde kopan gürültüsüz.
Yarın ne getirir bilinmez, belki bir mucize,
Ama şimdilik kabullenirim, bu sessizliği sessiz.
Sadece bir nefeslik huzur dilerim.

Sessizlik, en büyük zaferim.
Dinginlik, sonsuz yoldaşım.
Yine de bir fırtına beklerim.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir