Bir ömür geçti sensiz,
sesini duymayalı,
gülüşüne rastlamayalı.
Yıllar yılı içimde büyüdü,
o küçücük kıskançlık tohumu.
Yeşerdi, dallandı, budaklandı,
kök saldı ruhuma derinden.
Her gün biraz daha karanlık,
her an biraz daha yalnız.
Şimdi bir orman oldu içimde,
kayboldum içinde.
Sessiz bir çığlık yükseliyor içimden,
duyan yok, anlayan yok.
Bir gölge gibi takip ediyor beni,
geçmişin hayaleti.
Uzaklarda bir ışık görünüyor,
belki de umut var orada.
Ah o ilk bakış, o ilk dokunuş,
unutulur mu hiç?
Şimdi bir yabancı gibi bakıyorsun,
gözlerin buz gibi.
Kalbim kırık dökük bir vazo gibi,
paramparça olmuş.
Toplamak mümkün mü bilmem,
yeniden sevebilir miyim?
Belki de kabullenmek gerek,
her şeyin bir sonu olduğunu.
Ama içimdeki bu yangın,
nasıl sönecek?
Bir gün unutulur mu dersin,
bu saklı keder?
Belki… Belki de bir gün.
Bir yanıt yazın