Öyle ağır geliyor ki artık
bu çağın yalan gülüşleri
paslı bir bıçak gibi saplanıyor
umudun yeşeren dallarına
ve içim bir mezarlığa dönüyor
Bu neon ışıklı şehirlerde
kirleniyor en saf yanım bile
hatıraların zehirli sarmaşıkları
boğuyor çocukluğumun bahçesini
acımasız bir cellat
Ruhumun atlası yırtılıyor
kaybolunca kalbimin pusulası
Uçsuz bucaksız bir beton yığını
çöküyor omuzlarıma
eziliyor nefes nefes
Bir ses ver bana uzaktan
Bir ışık yak karanlığımda
ruhumun bütün sancılarını
dindir şefkatli ellerinle
yoksa kaybolacağım bu kalabalıkta
Bir yanıt yazın