Niçin bu telaş bu hırs
Dünya neye gebe
Aşklar yalan olmuşken
Kim inanır sevgiye
Boş ver geçmişi geleceği
Anı yaşa yeter
Kime ne senden gayrı
Bu hayat bir nefestir geçer
Yüzleş aynadaki suretinle
Kim bilir ne saklar
Kim anlar derdini
Kim tutar elini
Bu koca şehirde
Ağlama değmez
Gül geç hayata
Kim sever seni senden başka
Bu dünya böyle işte
Hayaller kurmak güzeldir elbet
Umut olmadan yaşanmaz
Ama unutma her şeyin bir sonu var
Güneş batar ay doğar
Yine de hayat devam eder
Kaos içinde bir düzen
Yalnızlığın incisi sensin unutma
Şiirler
Yalnızlığın İncisi
Suskun Suret
Bir sis perdesi çöktü gençliğimin yurduna
Ne zaman aynalara baksam bir gölge görüyorum
Terk et hatıraların oylumsuz boşluğunu da
Yeter bunca pişmanlık, bunca hüzün diyorum
Her şey yabancı içimde ne kahkaha ne tebessüm
Hayattan bıkkınlığım çağlar kadar derin
Öylesine silinmiş, öyle kaybolmuşum ki ben
Bu ne keskin yalnızlık bu ne sitem diyorum
Bana seslendiğini bir an sezebilsem
Ellerimde kırgınlık, dalgın gözlerimde elem
Aşarak umutları bir gün kendime dönebilsem
Benliğimi aynalara vurup dirilsem diyorumYabancılaşma Anı
Şimdi anlıyorum, her yüz bir maskeymiş
Sokaklarda kaybolan yalnız siluetler
Bir zamanlar tanıdık gelen her ses
Şimdi yankısı boş bir odanın içinde
Kalabalıklar artıyor, samimiyet azalıyor
Herkes bir hikaye, kimse dinlemiyor
Göz göze gelmekten korkar olduk
Belki de birbirimize yabancılaştık
Bu şehir, beton yığını bir mezarlık
Her köşe başında bir unutulmuş anı
Bedenler yan yana, ruhlar ayrı dünyada
Bir yabancı gibi bakıyorum kendime
Artık kim olduğumu ben de bilmiyorum.Yabancı Yankılar
Bir silik suretti yalnızlık,
Kaybolan seslerde bir çığlık,
Düşlerde aranan bir alışkanlık.
Eskiden tanıdık bir gülüş ararken,
Yüzlerde beliren yabancı bir telaş,
Her bakışta bir başkasını görürken,
Yüreğimde büyüyen bir boşluk telaşı,
Benliğimi yitirmişim anlaşılan,
Yolumu kaybettiğim şu koca dünyada.
Bir zamanlar fısıltılarla doluydu her yer,
Şimdi sessiz çığlıklar yükseliyor derinden,
Bildiğim bütün yüzler değişmiş, yabancılaşmış,
Kendimi arıyorum, bir gölge misali,
Kaybolmuş bir şarkının solgun notaları,
Bir zamanlar beni anlatan, şimdi suskun kelimeler,
Yabancı bir dilde konuşan bir ruhun feryadı.
Kimsesizim artık,
Kaybettim kendimi,
Yabancı yankılarda.Maskeler Zamanı
Yüzlerde tebessüm, sözde nezaket
kalplerde büyüyen bir yabancılaşma
şehirler kalabalık, ruhlar ıssız
her köşe başında bir oyun, bir telaş
gerçekler saklı, yalanlar süslü
hayatlar birer sahne, herkes oyuncu
Dostluklar menfaat, aşklar çıkar hesabı
aynada silinen bir suret gibi silik anılar
umutlar tükenmiş, yalnızlık bir yoldaş
birbirine tutunan sahte eller
yalnızlığın soğuk nefesi ensede
maskeler düşer, çıplak kalır gerçekler
ve her şey başlar yeniden, bir yalanlaYüzün Gözümde Hâlâ
Sessizce dinlerdim dinleyince
deniz gibi toprak gibi dinlerdim
umut kokulu cümleler kurardın sanki
sevinçler neşeler güzel anılar biriktirirdin
Sessizce dinlerdim dinleyince
Yalnızlığı anlatırdın ve bekleyişi
bir kuş gibi çırpınırdi kelimeler
Sesini duymasam kararırdı dünya
hayaller yıkılır umutlar sönerdi
gözyaşları birikirdi içimde
Yüzün gözümde hâlâEski Fotoğrafçı
Dükkanım tozlu, kimse uğramaz,
Dijital çağda nostaljiye kim bakar?
Eskiden anı biriktirirdik,
Şimdi silinir, kaybolur anılar.
Büyüteçle incelerdim her yüzü,
Gülüşler saklıydı, hüzünler derin.
Şimdi filtreler var, her şey sahte,
Gerçeklik kayboldu, bir yalan denizinde,
Anılar da soldu, eski bir resimde.Sessiz İstifalar
Tütün kokan odalarda birikir duman,
Her biri bir itiraz.
Yazılmamış mektuplar,
Geriye dönüşü olmayan bir yemin
Yutkunur iç sesini.
Hiç yakışır mıydı susmak böyle genç
Ve böyle kanlı?
Yüzlerde beliren o acı tebessüm,
Yıllanmış şarap gibi tortusu kalır,
Hiç sevilmemiş bir çocukluk.
Yenildik işte,
Belki de baştan.
Saklandığımız gölgeler uzar,
Kimse görmesin diye,
Bilirsiniz işte.Külrengi Şarkılar
İlk nefesiydi baharın
sanki bir devrimdi
çiçeklerin uyanışı
ağaçların yeniden doğuşu
ama kimse fark etmedi
Toprak altında bir sır saklıyordu
kökler birbirine fısıldıyordu
unutulmuş bir şarkının sözlerini
güneşin ilk ışıklarıyla yeşeren
umut tomurcukları arasında
bir hayaletin ayak izleri
Zamanın silip attığı
bir hatıraydı sadece
bir zamanlar burada
yaşanan büyük savaş
Şimdi sadece rüzgarın sesi
yaprakların hışırtısı
ve kuşların cıvıltısı var
her şey sakin, her şey sessiz
ama geçmiş unutulmadı
Bir gün mutlaka
uyanacak o uyuyan devYüzleşmeler Çağı
Onların dünyası, bizim aynamız,
Yüzleşmeler çağı, saklanmak nafile.
Eskiden kaçtığımız gölgeler şimdi,
Duvarlarda yankılanan birer fısıltı.
Bizim hayatlarımız, onların düşleri,
Düşler, yani kırılgan, yani paramparça,
Yani bir zamanlar umutla beklediğimiz sabahlar,
Sonra yavaşça kaybolan birer anı,
Yani sevdiğimiz, özlediğimiz her şey,
Yani yaşanmamışlıkların acı sızısı,
Yüzleşmeler, yani kaçınılmaz…
Onların sevinci, bizim telaşımız,
Telaşımız, yani kayboluş, yani hiçlik,
Yani kim olduğumuzu unuttuğumuz bir yol ayrımı.
Bizim sancımız, onların umudu,
Umudu, yani yeniden doğuş, yani diriliş,
Yani küllerimizden yükselecek bir fidan.
Onların bakışları, bizim aynalarımız,
Aynalar, yani gerçek, yani çıplak,
Yani kendimizle yüzleştiğimiz o an,
Sonra usul usul, yavaş yavaş iyileştiğimiz,
Yani sevmek adına cesaret ettiğimiz,
Yüzleşmeler, yani belki yanılmadığımız…