Ağaçların uykusu derindir toprağın altında,
Yüzlerce yılın sırrını saklar yosunlu kabuklar.
Kökler, yerin karanlık dehlizlerinde dolaşır,
Geçmişin izlerini sürer, geleceğe fısıldar.
Yapraklar birer nota, rüzgar besteler çalar,
Güneşin altında dans eder, gölgeye serenat yapar.
Her mevsim bir değişim, her an bir dönüşüm,
Ağaçlar yaşar, büyür, ölür, yeniden doğar.
Gövde bir anıt, zamana meydan okuyan,
Yüzünde yılların çizgileri, hikayeler anlatan.
Kuşlar yuva yapar dallarında, sincaplar koşturur,
Ağaç, hayatın kaynağı, sığınak, yuva.
Toprakla gökyüzü arasında bir köprü,
Sonsuzluğa uzanan bir umut ağacı.
Sessizce bekler, sabırla büyür,
Gecenin koynunda, yıldızlar ona eşlik eder,
Ay ışığı altında parlar, gizemli bir siluet çizer.
Rüyalarında ormanlar görür, denizler aşar,
Bin yıllık bilgeliğiyle geleceği seyreder.
Her yaprak dökülüşü bir veda, her filiz bir umut,
Ağaç, hayatın döngüsünü temsil eder,
Kökleriyle toprağa bağlı, dallarıyla göğe uzanır,
Sessizce yaşar, sessizce ölür, sessizce fısıldar.
Ölümsüzlüğün sırrını taşır içinde,
Her tohum bir başlangıç, her kök bir yeniden doğuş.
Sessizce büyür,
Göğe uzanır,
Zamandan bağımsız.
Ağaçların dilini anlayanlar bilir,
Onların fısıltıları hayatın anlamıdır.
Toprağa dokunmak, ağaca sarılmak,
Yeniden doğmaktır.
Bir yanıt yazın