her sancı kendi toprağında yeşerir
kendi kabuğunda büyür bütün sessizliğine kazındığın şehir
toprak kokusunda ten kokusunda kanayarak
dindirir bazı yalnızlıkları kader
al hüznünü git buralardan
en kara kasımı ömrümüzün
susturmuyor seni ne taşlaşmış bu inat
ne bağrındaki yılan
seçilmiş dal milyonlarca dal arasından
gövdesine sarıldığın
çok toydu kök salmak için bile
kendi suyuna hasret
kendiyle yorgun
daha yolun başında okunuyordu
gözlerindeki pişmanlık
ömrünce kanayacak
unutulmuş bahçesinde köklerde kalan yemin
Bir yanıt yazın