binlerce gün batımı eskittim içimde
hangisiydi o bilemiyorum
bir elma ısırdığımı anımsıyorum çürüktü
demek epey zaman geçmiş
bir de anlamsız tesadüfler
bir serçenin telaşı örneğin
bir kalabalığın aynı anda öksürmesi
nasıl yaşanır bu karmaşık çağda
hangi yürekler neye tutunur hala
kimsenin derdini tartmak haddim değil
kendi iç sesimi dinlemek yetiyor bana
sakin bir sabah vakti
eski sakin bir geceyi özleyerek
sonra uçsuz bucaksız boşluklar
odalar gibi
içim daralıyor
bitsin diyorum
neyin sonu ama
hiç değilse bu yalan gülüşlerin
Bir yanıt yazın