Kiracı Kalpler

Emanet sandığın bir kalbe yerleşmeyeceksin,
Kendi tapulu malın gibi davranmayacaksın.
“Burada sonsuza dek kalırım” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Çünkü kiracısın.
Öyle aidiyet kurmaya gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela, ev sahibi kızarsa sokağa atılırsın.
Ve zaten genellikle ev sahibi sıkılır senden,
Senin ona alıştığından.
Çok eşya biriktirmeyeceksin, taşıması zor olur.
Çok anı biriktirirsen, her köşede bir sızı bırakırsın.
Hatta duvarlara resim bile asmayacaksın.
Sadece misafirmişsin gibi davranacaksın.
Hem hiçbir bağın olmazsa, gitmekten de korkmazsın.
Onsuz da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok beklentin olmayacak mesela hayattan.
Beklentiler bavulunda ağır gelir.
İlle de bir şeylere bağlanacaksan,
Güneşin doğuşuna ve batışına bağlanacaksın.
Denizi seveceksin, martıları, dalgaları…
Mesela gün batımı, senin veda rengin olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin…
Mesela rüzgar senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, anlara ait olacaksın.
Mesela kahkahaya, ya da gözyaşına.
Ya da hayata ait olacaksın.
Çok bağlanmadan, çok sahiplenmeden yaşayacaksın.
Hem her an gidecekmiş gibi,
Hem de kalacakmış gibi hayat.
Uçarak yaşayacaksın. Hafifleyerek…


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir