Kendine İhanet

İçimde bir fırtına koptu durdu;
Dizginlerim çözüldü, iradem sustu.
Benliğim bir girdaba kapıldı gitti,
Umutlarım birer birer soldu.
Yol ayrımında kaldım, şaşkın bir halde;
Doğru bildiğim yollar artık çok sarp.
Rüzgar beni savurur, yaprak misali,
Geçmişim bir hayal, geleceğim muamma.
Her adım bir pişmanlık, her söz bir yara,
Ne kadar kaçsam kendimden nafile.
Benliğim bir kafeste, çırpınır durur,
Vicdanım bir mahkeme, hükmünü verir.
İhanetim bir gölge gibi peşimde,
Affet beni ey nefs-i emmare.
Umut bir kandil gibi yanar içimde,
Bir ışık ararım bu karanlık dehlizde.
Belki bir gün affeder beni kaderim,
Belki bir gün bulurum kendimi yeniden.
Çünkü bu karanlık dipsiz bir kuyu
Düştükçe düşerim, yitiririm her şeyi
Çıkış yolu yok, bir ihanet sarmalı
Ama artık çok geç, dönüş yok geriye;
Ben kendime yabancı, bir garip suret.
Kendime ettiğim zulmü affetsem bile,
Yüzümde bu ihanetin izi kalacak.
Belki bir gün anlarım neden böyle oldu,
Belki bir gün affederim kendimi de,
Ama o güne kadar, bu vicdan azabıyla yaşayacağım.
Yine de umut var,
Kendine ihanet en büyük derstir.
Belki bu çile bir gün biter,
Yeniden doğarım küllerimden.
Unutmam asla ihaneti.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir