Bizi tanırsın;
içgüdüyle yürümeyi
yol biliriz,
şaşırmayı bazen
kendi aklımızda…
Bizi tanırsın;
kaybetmeyi saklamayı hüner biliriz,
gülerek!
bahaneler dizeriz,
yaralarımızdan…
Bizi tanırsın;
suskunluğun içinde boğulmak isteriz
ve yalnızlığın en sindiği yer biliriz
suskunluğu…
Bizi tanırsın;
beklemeyi biliriz,
gelmeyeceğini bildiğimiz
hayallerin peşinde…
Bizi tanırsın;
sevmeyi biliriz,
kendi içimizde büyüttüğümüz
umutsuzlukla…
Ve hiç dokunmadan,
uzaktan seyrederiz,
kaderimizin cilvelerini…
Öylece kabulleniriz,
olmayacağını bile bile…
Bizi tanırsın;
yaşamayı arzularız,
ama bir türlü beceremediğimiz
yaşamayı…
Bizi tanırsın;
yazgımız çizildiğinde,
avuçlarımızda sakladığımız
o çocuksu umutla…
Gözlerimizi kaparız,
bir anlık huzur dileyerek…
Sonra yeniden açarız,
hayata meydan okurcasına…
Ve devam ederiz yürümeye,
kendi içimizdeki labirentte…
Ta ki, o kaçınılmaz sona kadar…
Bir yanıt yazın