Kapanış Vakti Melankolisi

Niye susmalı öyleyse
Konuşmak bir veda biçimiyse.

Sessizliğini bekliyor Ali Bey
Bir yanda Ali Bey bir yanda yalnızlık
Ve unutmak ister gibi anıları
Yığılmış bir köşeye.

Ben ki bir sessizliği beklemekle tükettim günü
Bir sessizliği ve sessizliğin bütün katmanlarını.

Bıraktılar beni tenha bir eve bir akşam
Merdivenlerden yukarı sürüklediler
Küflenmiş bir yatağa fırlattılar – ben böyle hak ettim böyle oldu –
Kapı numarası 14’tü aklımda hâlâ duruyorsa
Perdeden solgun bir sokak görünüyordu, kediler ve birtakım gölgelerle kıvranan sokak
Uzağımdan geçiyordu bazı kediler de
Paslı bir ayna asılıydı duvarda. Duvarın her yerinden
Paramparça aynalar asılıydı
Ve her şey o kadar solgundu ki, çatlaklar
Yılların kırılgan izlerini taşıyordu sanki
Ve bütün çatlaklarda koca bir unutuluş
Ali Beyin unutuluşu
Hepsi de küf gibi beni
Sarmıştı küf gibi Ali Beyi
O gün sigara dilendim sabaha kadar
– İkinci gün tükendi sigaram –
Ve aynalar biraz karardı
Karardı bütün çatlaklar.

Ve kırkın altına inmedi titreyişim
Yerimden kımıldayamadım
O gece uyanıktım sabaha kadar
Sokaklarda siren sesleri, kavgalar
Cam kırıkları ve garip haykırışlar

Bilmem böylece kaça çıktı beklediğim unutuluşlar.

Üçüncü gün boş şişeler, duman, küller
Hırsızlar, dilenciler
Ardımsız girip çıkmalar
Gidip gelmeler
Sokaklardan perdeye vuran gölgeler
Perdeye yapışan gölgeler
Ve benim çaresizliğimin altında
Kaybolup gitti bütün çatlaklar
Bir daha belirmediler
Ve artık hiç görünmeyen
Şişeler, duman, küller.

Ve o gün ilk defa suskunluğunu gördü Ali Bey
Yıkılmış halini gördü
Düşük omuzlarını, solmuş yüzünü
Gördü neye benzerse bir unutuluş.

– Ben Ali Bey nasılım
– Yalnızsınız Ali Bey.

Yarın kayıtlarda çıkacak aramalarım
Ali Bey kayıp
Bu kayıp ilanında mutlaka bulunacağım
Bir daha görmek için unutuluşu
İhbarlar yağacak karakola
Ki benim sayısız unutuluşlarıma
Umutsuz fısıltılarını savurarak bakacaklar
Acıyla
Ve kardeşim elinde paslı anahtarla
Bir başına bir kayıp
Eşim bir kabusun önünde soyunmuş çaresizliğini
Kayıplar halinde duracak onlar da
Dışımdaki kayıplar, içimdeki kayıplar
Bir enkaz halinde, karanlık gecenin altında
Ve benim çaresizliğimin altında
Akıp gidecek bütün anılar
Unutuluşun nişaneleri gibi
Akıp gidecekler en sonunda

Niye susmalı öyleyse
Konuşmak bir veda biçimiyse.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir