Birkaç adım ötede,
yalnızlığın sesi yankılanır
taş duvarlarda.
Kirli bir kaldırım köşesinde
unutulmuş bir düş,
açar yapraklarını
umutsuzca.
Geçen her ayak izi,
bir anımsatma,
bir veda belki de.
Kimse fark etmez
o küçük direnci,
o sessiz çığlığı
kentin gürültüsünde.
Sadece rüzgar taşır kokusunu.
Yine de büyür,
betonun arasında.
Güneşe uzanır,
bir umut ışığı
arar gökyüzünde.
Gölgesi düşer
yorgun yüzlere,
bir tebessüm belki.
Belki de bir soru:
“Nereye böyle?”
Kim bilecek?
Bir yanıt yazın