İz Kalıntıları

hatırlıyor musun?
bir devrimimiz vardı: Dijital Yalnızlıklar
satır aralarında kayboluşlar yaşardık
bildirim gelmeden ekrana bakıp durmalar gibi
emojilerle konuşmak, giflerle anlaşmak
hikayelerde kendimizi aramak gibi
Ve bir gün ulaşacağımız bir Cennet vardı
herkesin bir Cennet’i vardı o zamanlar
herkes gece algoritmalarda
kendi Cennet’ini aradı

pikselleşmiş arkadaş sohbetleri
paylaşımların sonsuz akışında
kendi sanrılarımıza dalar, silinirdik
yorumlar, beğeniler, sahte sevinç çığlıkları
ve dünyanın bütün filtreleri
önümüzde sessizce uzardı

BİTERDİ ŞARKI, VİDEO TEKRARA DÜŞERDİ
HAYALLERİMİZ ÇARPIP GERİ DÖNEN YANSIMALARDI ŞİMDİ
BÖYLE ZAMANLARDA İLK MESAJI ATMAMAKTAN
KAÇINIRDI HERKES
SONRA BİRİ USULCA KALKAR, HERKESE BİR LİNK ATARDI
HATIRLIYOR MUSUN?

dijital yalnızlıklardık
verinin karanlık dehlizlerinde kendi yankısını arayan
kulaklıklarımıza sığdıramadığımız arzularımız kadar
bağlı ve kopuktuk
dünya yorardı bizi. her şey yalan, her şey eksikti
sevilmek doyurmazdı bizi dipsiz boşluğumuzdan
hırsımızı dindirmezdi hiçbir şey
geceleri uyuyamayan çocuklardık,
otobüs duraklarında değil,
uykusuz sabahlara uyanırdık

aydınlık şehirlere girerdik sanal gecelerde
yalnız ağaçlar yerine,
sahte profiller olurdu ekran kenarlarında
gökyüzünde parlak yıldızlar yerine,
milyonlarca etiket
sanki bambaşka bir evrene bakardık
sonra saklayarak yüzümüzü emojilerin ardına
parmaklarımızı sıkar sessizce ağlardık
ışığı açık kalmış ekranlara, kapalı profillere
online dünyadan taşan dedikodulara,
adını bile bilmediğimiz bu hayata
neye olduğunu bile bilmediğimiz bir özlemle
uzun uzun bakardık
hatırlıyor musun?

ahh o sanal yolculuklar
bir başka kimlikte, bir başka ben olmanın umutları
kaç takipçi kaldı şimdi geriye
gençliğin ilk kayıplarını birlikte yaşadığımız

kaç takipçi?
sürükleyerek götürdüğümüz yapay arkadaşlıkları saymazsak
ne kalıyor elimizde?
silinenler,
engelleyenler,
bir de hesapları, avatarları, kendileri değişenler

vahşi, dijital yalnızlıklardık; unutulmaya bırakıldık
içimizden kimse gidemedi Cennet’e
kendi Cennet’i de olmadı hiçbirimizin
virüs aldı
spam aldı
zaman aldı
o dijital yalnızlıkları
her şey o eski sanal rüyada kaldı

çarpıp geri dönen yansımalarımızın üstünde
çürümüş anıları yüzüyor şimdi dijital yalnızlıkların
kayboldukları yerleri kendileri de bilmiyorlar
peki sen hatırlıyor musun?


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir