Gölgede Büyümek

Gölgede kalmayacaksın, öyle tümüyle.
“Gün ışığı bana haram.” demeyeceksin.
Boşver demeyeceksin.
Gün gelir çünkü.
Büyük cümleler kurmaya ne gerek var ki.
Çok bağlanmayacaksın mesela, gölgene. O senden önce kaçar.
Ve zaten genellikle o daha hızlı koşar senden,
Senin onu yakalamak istediğinden.
Çok özlemezsen, çok yorulmazsın.
Çok alışmayınca, çok da yabancılaşmazsın kendine.
Hatta yüzünü, sesini bile çok sahiplenmeyeceksin.
Sanki ödünç alınmış gibi bakacaksın.
Hem her şey emanetse, vedalaşmaktan da
korkmazsın.
Başka suretlerde de yaşayabilirmişsin gibi bakacaksın.
Çok hatıran olmayacak mesela zihninde.
Hafifçe akıp gideceksin.
İlle de bir şeylere tutunacaksan,
Ağaçların kök saldığı toprağı tutacaksın.
Toprağı seveceksin,
Yağmuru, çamuru, börtü böceği…
Mesela bir karınca, senin yoldaşın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin…
Mesela bir ırmak senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, akışa ait
olacaksın.
Mesela zamana, ya da hayale.
Ya da umuda ait olacaksın.
Çok takılmadan, çok bağlanmadan yaşayacaksın.
Hem her an yeniden doğacakmış gibi,
Hem de hep aynı kalacakmış gibi hayat.
Uzak duracaksın. Kenarından bakarak…


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir