Birincisi Venüs’tendi, sıcak ve yakın,
Sözleri lav gibi yakardı teni.
Unutulmaz bir yaz akşamıydı,
Şimdi hatırası içimde bir deprem,
Yıldız tozuna karışmış bir yemin.
İkincisi Mars’tan gelmişti, soğuk ve sert,
Kızıl kumlar gibiydi dudakları.
Uzayın boşluğunda kaybolmuş bir gemi,
Oysa ne umutlar bağlamıştım ona,
Şimdi bir kraterde yankılanan yalnızlık,
Sonsuzluğun buz gibi nefesi.
Sonuncusu belirsiz bir gezegenden,
Sadece bir silüet, bir gölge.
Belki de hiç var olmamış bir hayal.
Bir yanıt yazın