Geç Gelen Pişmanlıklar Mektubu

Neden unutmalı öyleyse,
Hatıralar ruhun aynası ise.
Yazılmamış bir mektubu bekliyor kalbim,
Bir yanda ben, bir yanda sessizlik,
Ve sanki hiç gelmeyecek gibi o mektup,
Yine de bekliyorum işte, bir umut.
Ben ki bir mektubu beklemekle geçirdim ömrü,
Bir mektubu ve mektubun bütün acılarını.
Getirdiler beni bu köhne eve bir akşam,
Merdivenleri ağır ağır çıktım,
Tozlu bir sandalyeye oturdum – ben böyle istedim böyle oldu –
Oda numarası yoktu, aklımda hiç kalmadı,
Pencerelerden yalnız karanlık görünüyordu, gölgeler ve birtakım anılarla dolu karanlık,
Uzağımdan geçiyordu hayallerim de,
Eski bir saat durmuştu duvarda. Duvarın her yerinde
Ayrı saatler durmuştu
Ve her şey o kadar eskiydi ki, ayrıntılar
Yaşanmışlıkların izlerini gösteriyordu sanki,
Ve bütün o izlerde koskocaman bir pişmanlık,
Benim pişmanlığım,
Hepsi de ur gibi beni
Sarmıştı ur gibi pişmanlığı,
O gün sustum sabaha kadar,
– İkinci gün de sustum –
Ve saatler biraz paslandı,
Paslandı bütün ayrıntılar.
Sessizliğe gömüldüm o gece
Koridorlarda yankılanan yalnızlık sesleri,
Kapı kapanışları ve anlaşılmaz fısıltılar
Bilmem böylece kaça çıktı beklediğim mektuplar.
Yarın silinecek izlerim
Ben gittim
Bu gidiş törenine kimse gelmeyecek
Bir daha görmemek için pişmanlığı
Çiçekler solacak bahçede
Ki benim sayısız unutulmuşluklarıma
Yalnızca hüzünle bakacaklar
Eski bir fotoğraf önünde
Bir başına bir silüet
Hayallerin ölüsü halinde duracağım ben de
Dışımdaki ölüler, içimdeki ölüler
Bir ayrılık halinde, sessiz güneşin altında
Ve benim yalnızlığımın altında
Akıp gidecek bütün ümitler
Pişmanlığın izleri gibi
Akıp gidecekler en sonunda
Neden unutmalı öyleyse
Hatıralar ruhun aynası ise.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir