Yüzüne düşen ilk ak saçla başlar telaş,
Aynada gördüğün yabancı suretle tanışırsın.
Zamanın acımasızlığı bir tokat gibi iner yüzüne,
Kaybettiğin o masum gülüşü ararsın boşuna,
Gençlik bir rüya imiş, geç kalınmış bir keşif.
Yüreğinde bir sızı başlar ansızın,
Sevdiklerin birer birer göçüp giderken,
Anlarsın ki hayat, avuçlarından kayan kum tanesi,
Her an biraz daha eksilerek tükenirsin.
Hatıralar canlanır birer birer gözünde,
Pişmanlıklar bir ur gibi sarar benliğini,
Keşkelerin girdabında debelenir durursun,
Affedilmemiş günahların ağırlığı çöker omuzlarına,
Geriye dönmek istersin, nafile bir çaba,
Yollar kapanmış, köprüler yıkılmıştır.
Gözlerin dalar gider uzaklara,
Denizin sonsuzluğunda kaybolur bakışların,
Anlarsın ki yalnızlık, kaderin bir cilvesi,
Herkes kendi yolculuğunda bir başına,
Teselli ararsın, bulamazsın.
Bir gün gelir, her şey anlamını yitirir,
Dünya bir boşluktan ibaretmiş gibi gelir sana.
Anlarsın ki hayat, bir yanılsamadır sadece,
Ve sen, bu oyunun figüranıydın en başından beri.
Her şey bittiğinde, anlarsın.
Bir yanıt yazın