Eylül Sabahı Giden

Eylül sabahı, kırık bir sandalye gibiydi içim,
Oturulmaz, yaslanılmaz, eskimiş bir his.
Gidişin, yaprakların düşüşü gibiydi sessizce,
Bir ağaç titredi içimde, kökünden sökülmüş.
Rüzgarın getirdiği yabancı bir şarkıydı sanki,
Dilime dolandı, anlamını bilmediğim.
Oysa ne çok şey biriktirmiştik o yaz,
Deniz kabukları gibi sakladığımız anılar.
Güneşin batışını izlerdik o tepede,
Sonsuzluğa uzanan bir yol gibiydi hayat.
Şimdi o yol, sisler içinde kaybolmuş bir patika,
Adımlarım yönünü şaşırmış, nereye gitsem bilemiyorum.
Yalnızlık, koyu bir gölge gibi üzerime çökmüş.
Biliyorum,
Her yaprak düşer bir gün,
Ve her yaz biter.
Ama bu sabah,
Eylül’ün acımasızlığı vuruyor yüzüme,
Sensizliğin soğuk nefesiyle.
Belki de yeni bir bahar gelir, kim bilir?


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir