Köy kahvesinin loş ışığında,
bir zamanlar yankılanan sesler,
şimdi bir toz bulutu gibi asılı duruyor havada.
Yaralı bir serçe telaşıyla
unutulmuş şarkılar fısıldıyor,
zamana meydan okuyan
bir hatıra sandığı…
Paslı anteninden yükselen hüzün,
bir yitik aşkın romanı sanki.
Tellerde biriken anılar,
sessizliğe gömülmüş.
Şimdi sadece cızırtılar,
ve yitip giden bir dünyanın yankısı.
Belki de bir umut,
bir gün yeniden canlanır.
Oysa şimdi,
sadece bir gölge,
bir melankoli.
Bir yanıt yazın