Odamın duvarındaki ince bir çatlak,
Günden güne büyür, derinleşir.
Tıpkı ruhumdaki yaralar gibi,
Gizlenemeyen, örtülemeyen.
O çatlaktan sızar içeri karanlık,
Geçmişin hayaletleri, pişmanlıklar.
Her bakışta yeni bir acı keşfederim,
Her dokunuşta yeni bir sızı hissederim.
Bu duvar, benim iç dünyamın aynası,
Kırılganlığımın, çaresizliğimin simgesi.
Ve o çatlak, belki de bir gün,
Tüm duvarı yıkacak,
Beni enkazın altında bırakacak.
Ama o güne kadar,
O çatlakla yaşamayı öğreneceğim,
Tıpkı kendi yaralarımla yaşadığım gibi.
Bir yanıt yazın