O, cam fanusta büyüdü.
Kelebek kanadı sevdi.
Kadının hayali uçmaktı,
dokunmak gökyüzüne,
seyretmek güneşi
özgürce,
cam fanusun ötesinde.
Bir fanus gibi koruyordu fanus.
Ve elleri öyle narin,
öyle alışkındı ki fanusa,
kıramazdı camı,
açamazdı kapıyı
dokunmak gökyüzüne,
seyretmek güneşi
özgürce giden kelebeğe.
O, cam fanusta büyüdü.
Kelebek kanadı sevdi.
Kelebek uçmak istedi.
Yoruldu fanusun içinde,
sıkıldı aynı manzaradan.
Ve elveda! deyip cam fanusa,
uçtu bir rüzgarın peşinden,
dokunmak gökyüzüne,
seyretmek güneşi
özgürce.
Şimdi anlıyor ki cam fanus,
kelebek sevgisi, esaret bile olamaz:
dokunmak gökyüzüne,
seyretmek güneşi
özgürce…
Bir yanıt yazın