Dalmış gitmiş, boşluğa öylece;
Kirpikleri ıslanmış, belli belirsiz;
Gözlerini dikmiş, uzaklara savruluyor;
Bir eliyle de yüzünü saklamış.
İçinde hüznü var, hissediyorum;
Var, benim de var ama…
Yakışır mı?
Böyle de susulur mu hiç?
Dili lâl olmuş, sanki;
Bakışları donuk, buz gibi;
Yüreği kan ağlıyor, kim bilir;
Kendine duvar örmüş, geçilmez.
Ne olmuş ki?
Hangi rüzgar savurmuş böyle?
Hangi acı yakmış içini?
Hangi söz incitmiş ruhunu?
Hangi düş kırılmış, paramparça?
Yüzü solgun, bir yaprak gibi;
Sessizce eriyor, günden güne.
Uyan artık, silkelen biraz;
Hayat devam ediyor, unutma;
Gülümse yeniden, içtenlikle;
Boşluğu doldur, umutla;
Yeni bir başlangıç yapabilirsin;
Yepyeni bir sen olabilirsin.
Sil gözyaşlarını, kalk ayağa.
Bir yanıt yazın