Bir Terapi Seansı ve…

Geldi
Üzerinde solgun bir hüzün vardı
Yüzünde eski bir film şeridi gibiydi
Sessizdi
Önce bir süre kapının önünde oyalandı durdu
Süzüldü, küçüldü, beni sezdi
Pek aldırmadım
Sustu, hiç bakmadı
Oysa kırık bir ayna gibi dağılgandı, yaralıydı
Buyur ettim, oturmadı
Bir kahve yaptım, ona da uzattım
Aldı
Kahvesini ben sundum
Silik bir acı belirdi gözlerinde
Benim gözlerime de sindi
Çocuklar gibi ürperdim
Öteki danışanlar meraklandılar
Ben kendimi unuttum, yenildim
Eteğimi düzelttim, sesimi biraz yükselttim
Bana sorusunu fısıldadı, kelimeler birbirine değdi
Soğuktu, derindi, çekinirim anlamaya bu sözü
Yavaş yavaş odama girdik.
Girdi
Kapalı panjurları açtım
Işığı kıstım
Arkamı döndüm, usul usul anlatmaya başladı
Ellerimdeki kalemi bıraktım
Notlarımı yırttım
Tam o sırada..
Sıra da değildi sanki
Önce dipsiz bir yalnızlık çukuru
Sonra alabildiğine bir yangın yeri
Yerin dibinde bir kurt uluması
Ardından bir kalabalığın fısıltısı
Binlerce ayak sesi
Sol elinde bir maske
Yok, hayır, maske de değildi
Saklayan, örten, boğan bir yüz
Ve yüzler
Ve sesler
Kendimden geçtim.
Bir daha aramadı, hayır, bir daha hiç aramadı
Ama onunla ben
Ne zaman düşündümse o zaman ağladım.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir