Beton Düşler

Bu bizim kent,

Yükseliyor göğe doğru
Beton bir ağaç gibi
Kökü derinde.

Binalar dikiliyor sabırla,
Her biri birer yalnızlık kulesi.
Pencereler sıralanmış, gözler gibi bakıyorlar boşluğa.
Ardı ardına dizilmiş, birbirine benzeyen hayatlar.
Kaderleri aynı çizilmiş, sanki hepsi tek bir elden çıkmış.
Otoparklar dolup taşıyor, otomobiller birer metalik kabuk.
Alışveriş merkezleri parlıyor, sahte bir ışıltıyla göz kamaştırıyor.
Reklam panoları bağırıyor, tüketimin kutsallığını ilan ediyor.
Parklar küçülüyor, yeşiller kayboluyor, betonun altında eziliyor.
Çocuklar oyun oynamayı unutuyor, ekranlara hapsoluyor.
Gökyüzü daralıyor, kuşlar azalıyor, kent bir kafese dönüşüyor.

Bu bizim kader,

Sarıyor dört bir yanımızı
Korkunç bir sessizlik
Giderek.

İnsanlar yürüyor telaşla,
Herkes kendi derdine düşmüş, kimse kimseyi görmüyor.
Yüzler asık, gözler dalgın, sanki herkes bir rüyadan uyanmış.
Kalabalıklar içinde kaybolmuş, yalnızlık her yerde hissediliyor.
Aşklar sanallaşıyor, ilişkiler yüzeyselleşiyor, duygular yavanlaşıyor.
Hayaller erteleniyor, umutlar tükeniyor, kent bir mezarlığa dönüşüyor.
Kimse gülmüyor, kimse ağlamıyor, herkes bir maske takmış dolaşıyor.

Bu bizim çağ,

Kayıp gidiyor elimizden
Gerçek olan her şey
Eskidikçe.

Yükseklerde bir ofis, camdan bir oda, tepeden bakıyor her şeye.
Aşağıda karıncalar gibi insanlar, koşturuyor durmadan bir amaca.
Yukarıda patron oturuyor, karar veriyor hayatlara, geleceklere.
Sermaye dönüyor, çarklar işliyor, kent bir makine gibi çalışıyor.
Vicdan susuyor, ahlak kayboluyor, tek önemli şey para oluyor.

Bu bizim resmimiz,
Siyah beyaz ve mat
Umutsuz bitiyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir