Biz bu kayıp zamanın neresindeyiz
Böyle bir telaş gibi bitip tükenecek
Yorgunum, yorgunsun, bize kim inanacak.
Ve onlar gerçeği görmeden bir köşeye çekilenler
İçlerinde hasret olan bir hayallerden geçecek
Bir donuk bakışa saplayarak sessizliği
Ya da onlar mı ki gecelere kadar bir satranç oyuncusu
Biri bir yeminle ya da bir ceket yakasıyla bütünleşerek
Ansızın kaldırabilir ki mahzun yüzünü
Ne acele
Evet, ne acele, sabah oldu mu.
Yollardan koşa koşa geçen umutlar
Saklasak, saklasak, neye değişsek
Kilosu beş liradan anılar tam küle dönecek.
Bir yanda yalnızlık içinde, bir yanda
Ey ilkbahar, ey o solgun düş.
Bir yanıt yazın